24 Aralık 2012 Pazartesi

Türbeler

ABDURRAHMAN GAZİ Erzurumun tarihi mekanlar bakımından en kutsal yerlerinden birisi Abdurrahman Gazi Türbesidir. Erzurum’un 2.5 km. güney doğusunda Eğerli Dağı (Sığve) yamacında, Abdurrahman Gazi Camisi’nin (Hacı Ahmet İzzet Paşa Camisi) yanındadır. Hz.Muhammed’in Eshabından olan Abdurrahman Gazi adına bu türbeyi Erzurum Valisi Yusuf Ziya Paşa’nın eşi Ayşe Hanım 1796 yılında yaptırmıştır. Türbeye yanındaki Abdurrahman Gazi Camisi’nden girilmektedir. Türbenin giriş kapısı üzerindeki l796 tarihli kitabeyi Hattat Salim yazmıştır. Türbe içerisinde 4.85 m. boyunda Abdurrahman Gazi’nin makamı bulunmaktadır. Halk arasında rivayet şöyledir: Palandöken Dağı'nın üst yamaçlarında türbesi bu¬lunan ve bir ziyaretgah yeri olan Abdurrahman Gazi'nin Hazreti Peygamber'in sancaktarı olduğu halk arasında yaygındır. Hazreti Peygamber'in İslam Orduları Erzurum'u fethederken, Sancaktarı Abdurrahman Gazi'nin kellesi bir düşman kılıcı ile koparılır ve yere düşer. Kellesini koltuğuna alan Abdurrahman Gazi elinde bulunan is¬lam'ın Sancağı'nı Palandöken'in en yüce noktasına dik¬mek üzere dağa yokuşa koşmaya başlar. Kellesi koltuğunda, sancağı elinde olan Abdurrah¬man Gazi Palandöken Dağı'ndaki “Şığveler" Mevkii'ne gelince dağda bulunan çobanlar evvela dona kalırlar, sonra biri dayanamayıp; - kafası koltuğunda hala koşuyor! diye bağırır. Kem göz orada onu nazara getirir ve olduğu yerde düşer, kalır gazilik ve şehitlik rütbesiyle ruhunu teslim eder. Erzurumda yaygın bir inanışa görede Erzuruma gelipte Abdurrahman Gazi Türbesini ziyaret etmeden dönülürse,mutlaka tekrar yolunuzun Erzuruma düşeceğidir. AHİ TUMAN BABA TÜRBESİ 1337’de Erzurum’a gelen ünlü seyyah İbni Batuda, misafir kaldığı Ahi Şeyhi Tuman Zaviyesi’nde, Ahi Tuman Baba ile de görüştükten sonra seyahatnamesine şunları yazmıştı; “Bu şahıs pek yaşlı olup 130 yaşını aştığı söylendiği halde hâlâ bir değeneye dayanarak yürümekte, hafızası yerinde durmakta, beş vakit namazını kılmakta idi. Yemekte bize şahsen hizmette bulundu. İkinci gün yola çıkmak istediğimizde ise bize gücenerek buna razı olmadı.” Uzun yıllar Erzurum’da Kültür Müdürlüğü yapan Bilal Ungan, türbenin restorasyonunun yapılarak aynı yerde olmazsa, taşınarak mutlaka korunması gerektiğini söyledi. Erzurum’a 1976’da geldiğinde türbenin ayakta olduğunu anımsatan Ungan, Vali Ahmet Kayhan döneminde Erzurum Valiliği’nin girişimleriyle türbenin taşınması için başlatılan çalışmaların nedense sonuçlandırılamadığını anlatırken, “Bu hatıra korunmalı. Çünkü ahilik teşkilatı etrafında çok muazzam bir kültür oluşmuştur. Bu kültür hor görülmemelidir.” ifadelerini kullandı. ALİ BABA TÜRBESİ "Pir Ali Baba'nın Dutçu Köyünde (Tuzcu Mahallesi) yaşamıştır. (1500-1600) Helveti, Rufai, Kadiri, ve Nakşibendi tarikatlarında şeyhlik makamına yükselmiştir. Dergahında yüzlerce müritler bulunmuş ve bu dergahtan nice alimler yetişmiştir. O tarihlerde Erzurum'da büyük depremler ve afetler yaşanmaktaymış. Şehrin ileri gelenleri dergâha giderek, Pir Ali Baba'dan felaketlerin bitmesi için dua etmesini istemişler. O gece dergâhta sabahlara kadar felaketlerin dinmesi ve daha beterlerinden Erzurum'un korunması için gözyaşlarıyla topluca dualar edilmiş. Sonrası gece, Pir Ali Baba rüyasında Peygamber Efendimiz (S.A.S.) görmüş. Rüyada Efendimiz Binbir Hatimlerin okunmasını tavsiye ediyormuş. Pir Ali Baba rüyasını ve Peygamberimizin tavsiyesini müritlerine anlatmış ve o günden itibaren de Dergâhta hafızlar tarafından hatimler okunmaya başlanmış. O dönemin Padişahları Dutçuyla Yarımca köyleri arasındaki ovayı Pir Ali Baba'nın Dergâhına bağışlamışlar. Pir Ali Baba tarafından başlatılan Binbir Hatim geleneği 1920 yılına kadar kesintisiz devam etmiştir. 1920 - 1950 yıları arası kesintiye uğramış. 1950'den sonra Erzurum Müftülerinden Solakzade Sadık Efendi tarafından tekrar başlatılmıştır. 1957 yılına kadar Binbir Hatimleri okuyan Hafızlara Erzurum Tüccarlarından toplanan bir miktar para hediye olarak verilirmiş. 1957'den sonra, Camilerimizde gönüllü imamlar ve vatandaşlar tarafından okunmaktadır. Binbir Hatim uzun zaman 15 Aralıkla 15 Ocak tarihleri arasında okunmuştur. Bundaki hikmet ise Binbir Hatimin manevi himmetinin iki yılı birden kaplaması. Ancak daha sonraları bu tarihler değiştirilmiştir. Pir Ali Baba'nın kabri, Dutçu ve Tepeköy köylerinin sınırlarının birleştiği bir tepe üzerindedir. Burada oluşu da tesadüfî değildir. Rivayete göre bu iki köy birbirine çok yakın olduklarından ve Pir Ali babayı çok sevdiklerinden kendi köylerinde olmasını istemişler. Oda vefatından önce Kabrinin bu tepe üzerinde olmasını işaret etmiştir. ALVARLI EFE HAZRETLERİ Hacı Muhammed Lütfi Efendi, Kuran ahlakıyla ahlaklanmış ve kendini İslamı tebliğ vazifesine adamış değerli bir İslam büyüğüdür. Alvarlı Efe Hazretleri, 1869 yılında Erzurum'un Hasankale (Pasinler) ilçesinin Kındığı köyünde doğmuştur. Babası Hoca Hüseyin Efendinin eğitimiyle yetişmiş, daha sonra da Erzurum'da tanınmış birçok alimin derslerine katılmıştır. Aldığı bu derslerin neticesinde de 1891 yılında Hasankale'nin Sivaslı Camii'ne imam tayin edilmiştir. Aynı yıl babasıyla birlikte Bitlis'e giderek Muhammed Pir'i Küfrevi'ye bağlılıklarını bildirmişlerdir. Ardından Pir'i Küfrevi'nin onayıyla Hasankale'de insanları Kuran ahlakına çağıran tebliğlerine başlamıştır. Bir süre buradaki görevine devam ettikten sonra Erzurum'un Dinarkum köyüne giderek imamlık vazifesine orada devam etmiştir. 12 Şubat 1916'da Rusların Erzurum çevresini işgale başlaması üzerine babasıyla birlikte Erzurum'a gelmiş, Erzurum'un kurtuluş hareketine katılmış, daha sonra tekrar Hasankale'ye oradan da kendisini çok seven Alvar köyü halkının isteği üzerine Alvar'a yerleşmiştir. Halk arasında "Alvar imamı" ünvanıyla tanınırken, sonraları kendisine "Efe Hazretleri" ünvanıyla da hitap edilmiştir. Tebliğlerine 1939'a kadar bu köyde, bu tarihten sonra da Erzurum'da devam etmiştir. Aynı zamanda Arapça, Farsça ve Türkçe şiirler yazan Alvarlı Muhammed Lütfi Efendi'nin şiirleri, ölümünden sonra oğlu Seyfeddin Mazlumoğlu tarafından derlenerek Hulâsatü'l-Hakâyık (Hakikatlerin Özü) adıyla 1974 yılında İstanbulda yayımlanmıştır. Alvarlı Efe Hazretlerinin yaşadığı yıllar; uzun süren savaşların getirdiği yıkımların ve zor şartların hüküm sürdüğü yıllardı. Alvarlı Efe Hazretleri böylesine zor şartlardan hiçbir zaman yılmamıştır. İslâm âleminin ve Müslümanların zor dönemlerindeki sorunları ile her zaman bizzat ilgilenmiştir. Alvarlı Efe Hazretlerinin bütün davranış ve düşüncelerinin kaynağı yalnızca Kuran olmuştur. Allah sevgisinin ve coşkusunun getirdiği güzel ahlak ile çevresine daima örnek olan Alvarlı Efe Hazretleri, ardında değerli bir mümin topluluğu bırakan büyük bir İslam alimidir. ANE HATUN Ane Hatun; Abaza Mehmet Paşa hadisesinde Osmanlı devletine yardımcı olan Mağrav Hanın kızıdır. Babası Gürcü beyidir. Müslüman olduktan sonra Mehmet adını almıştır. Gürcü Mehmet Paşa bir müddet Erzurum’da ikamet etmiştir. Dördüncü Murat kendisine Karaman eyaleti beylerbeyliğini vermiştir. Ane Hatun bu aileden olup 1649 yılında Erzurum’da ölmüştür. Murat Paşa camiinin batı tarafında 4 sütün üzerine inşa edilmiş açık bir türbede medfun, diğer iki küçük mezar aynı aileden oldukları söylenmektedir. Türbe kitabesinde: Ah kim bu kızı Morav Hanın Gitti bir nadide i hüsn idi şeha cennete arz ı Cemal ettikte Reşkedüp hıdmetin itti hüra zumi der tarihi tiz öldü Nazenim Ane Hanım sene H. 1059 – M. 1649 EBU İSHAK-I KAZERUNİ TÜRBESİ Ebû İshâk Kâzerûnî'nin tâlim ve terbiyesinde yetişip cihâd için her tarafa dağılan mücâhidler, gittikleri yerlerde, limanlarda, dergâhlar ve ilim yuvaları inşâ ettiler. Bu faâliyet ve gayret, "Kâzerûniyye yolu" adı ile anılıp meşhûr oldu. Ebû İshâk Kâzerûnî ve talebeleri bilhassa vakfiyelerin inşâ ve inkişâfında (yapılıp yayılmasında) rehber oldular. Kâzerûnî hazretlerinin birçok olgun talebeleri ve halifeleri vardı. Bunlar; Ebü'l-Hasan Ali bin Fadl, Ebü'l-Abbâs bin Fadl, Muhammed bin İbrâhim, Ebû Abdullah Muhammed bin Dehzûr Mayinî, Ebû Abdullah Muhammed bin Cüzeyn, Hüseyin Sagîr, Ebû Ali Hüseyin Kebir, Hasan bin Ali, Hasan bin Ferhan Kâzerûnî, Ebü'l-Kâsım Kefşen Kâzerûnî, Hasan bin Merdsad, Ahmet bin Firûz gibi âlim, faziletli, ârif ve velî-yi kâmil zatlardı. Bu talebeleri Hindistan, İran ve Anadolu'nun doğu bölgelerinin îmân ve hidâyet nûrlarıyla aydınlanmasına sebeb oldular. Ebû İshâk Kâzerûnî, zengin müslümanları hayra teşvik edip, vakıfların yapılmasını sağladı. Çeşitli beldelerde yüzlerce dergâh, ribât, hânekâh yaptırdı. Buralarda muhtaçlara yemekler dağıtıldı. Bu ribât ve vakfiyelerde ilim ve edeb öğretildi, cihad rûhu aşılandı. Gerek sağlığında gerekse vefâtından sonra Müslüman hükümdârlar, Kâzerûniyye yolunu teşvik edip, çeşitli vakıflar yaptılar. Bilhassa; Bursa, Konya,Erzurum ve Şam gibi beldelerde zâviyeler çoğaldı. Sultan Yıldırım Bâyezîd Han da, Bursa'da Kalealtı (yâhut Tahtakale) denilen yer arkasında Ebû İshâk alemdârlarına mahsûs bir Zâviye-i âlî tahsîs etti. Vakfiyesinde; "Bunu Şeyh Ebû İshâk Kâzerûnî eshâbına âdet olduğu vechile, gelen misâfirlerin, mukîmlerin mümkün olduğu derecede îzâz ve ikrâmları hizmetlerinin îfâsı için vakfetti." denilmektedir. EMİR-SEYH TÜRBESİ EMİR ŞEYH TÜRBESİ Türbe Tebriz kapıda Emir Şeyh camiinin bitişiğindedir. Bu türbeye Abbas şeyh türbesi diyenlerde vardır. Buradaki zaviyeden dolayı, genç ahi adaylarına, ahilere, mesleki eğitim ve formasyon kazandırma yanında kendilerine muallim ahi veya Emir denilen yetişkin ahiler tarafından fütüvvet name, tercüme-i ahval, tarih, sofi kıssaları gibi ilimler okutulduğu nakil edilmektedir. Zaviyenin Emir şeyhi olduğu ihtimali dahilindedir. Ketenci zade Rüştü Efendi, içerisinde üç mezar bulunan bu türbenin yapılış tarihini, Ulu camiin yapılış tarihi olan 575 ( M . 1179 ) yılına tesadüf ettiğini bir beyti ile ifade etmiştir. A. Şerif Beygu tapu dairesinin eski kayıtlarında Abbas Şeyh yazılı olduğunu gösterir vesikayı kaydederek derki: Bu unvan bize bu zatın bir din adamı olduğunu göstermektedir. Bir başka rivayette burada medfun olanların Erzurum ve civarında şehit edilen Osmanlı büyüklerinden oldukları tahmin edilmektedir. ETHEM BABA TÜRBESİ Narman ilçe merkezinde bulunan Ulu Cami’nin yanında bulunan Ethem Baba Türbesi 1995 yılında restore edilerek bugünkü durumuna gelmiştir. Bu türbe birkaç kez yol açma çalışmaları sırasında yıkılmak istenmişse de ilçe halkının itirazı sonucu yol, türbenin iki yanında açılmıştır. Mimari yönden bir özelliği bulunmayan bu türbenin halk arasında Ethem Baba’nın kişiliği ile önemlidir Ethem Baba’nın asıl ismi İbrahim olup, 1836 yılında Erzurum’da dünyaya gelmiş, Şeyh Muhammed Nesibi’nin oğludur. İbrahim Ethem medrese eğitimi görmüş, söylentiye göre rüyalarında sürekli olarak Hz.Muhammed ve Hz. Ali’yi görmüş, icazet alması için Sivas’a gidip, Şemsi Ruzî’den ders alması istenmiştir. Bunun üzerine Sivas’a giderek Şemsi Suzî’den ders görmüş ve icazet almıştır. İbrahim Ethem’in çok sayıda kitap ve beyitleri olmasına rağmen Birinci Dünya Savaşı sırasında yakılarak imha edilmiştir 1916 yılında Narman’da ölmüş ve orada gömülmüştür. üzerine de sonradan bugünkü türbesi yapılmıştır. Yuvarlak kemerli, kesme taş duvarlı türbe, kare planlı, kırma çatılıdır. HABİBBABA TÜRBESİ Habib Baba 19. yüzyıl mutasavvıflarındandır. C. Server Revakoğlu; Buhara müftüsünün oğlu olan Habib Baba’nın, Sultan Abdülmecit’in tahta çıkması üzerine Erzurum’a geldiğini kaydetmektedir. Prof.Dr. İbrahim Hakkı Konyalı ise, Habib Baba’nın pederi ile birlikte Hindistan’dan Bitlis’e geldiğini ve burada kalarak Uşşaki Ali Baba’ya intisab ettiğini ve mürşidinin işaretiyle bir ara Şam’a gittiğini bildirmekte ve Nusret Efendi’nin Tarihçe-i Erzurum’undan telif ettiği şu bilgileri vermektedir. “Bir gün murakabe şeyhi Erzurum’a gitmesini emretmiş ve derhal bu emre uyarak Erzurum’a gelmiştir. Burada irşad ile meşgul olmuştur. Tekkesi Yegenağa mahallesinde idi. Rüsum ulemasının hücumlarına uğrardı. (Resmi din görevlilerince tenkit edilirdi.) Eli açıktı. Her sene muharrem ayının birinci günü Hazret-i Selman’ın sünnetini yapardı. Kendisine mühim miktarda para verilirdi. Fakat Habib Baba akşama kadar bu paraları rast geldiği fakirlere dağıtır, cebinde bir akçe bile kalmazdı. Ney’i çok severdi. Cezbe halinde iken kendisine Abdi isimli müridi ney üfleyerek ayıltırdı.” Türbenin asıl ismini taşıdığı Timurtaş Baba ile ilgili olarak; M.Sadi çöğenli ve Ali Bayram’ın hazırladıkları “Erzurum’da Bulunan Meşhur Ziyaretgâhlar ve Kabir Ziyaretinin Adabı” isimli eser dışında bilgi alınabilecek bir kaynak yok. KIRKLAR TÜRBESİ KIRKLAR TÜRBESİ İç Kale’nin içerisinde ve Saat Kulesi’nin doğusunda bulunan Kırklar Türbesi’nin, Erzurum’da çok az kişi tarafından bilindiğini anlatan Taşyürek, bu türbeyle ilgili olarak çeşitli rivayetler ve efsanelerin bulunduğunu söyledi. Kırklar Türbesi’nin, hakkındaki efsaneyi ve rivayetleri bilenlerce her gün ziyaret edildiğini anlatan Taşyürek, “Erzurum, taşıyla, toprağıyla, türbesiyle, mezarıyla, tarihiyle ve kültürüyle eşsiz güzelliklere sahip bir şehir. Şair’in de ifade ettiği, toprağı sıksan şüheda fışkıracakmış gibi.” İfadelerini kullandı. ŞEHİTLERİN MEKANI Kırklar Türbesi’nin, Saat Kulesi eteğinde kare şeklinde duvarlarla çevrilerek muhafaza altına alındığını dile getiren Muzaffer Taşyürek, “Türbenin üstü açıktır, İçerisinde üç mezar vardır. Kitabeleri bulunmadığından burada yatanların kimler olduğu belli değildir. Eskiden üzeri örtülü, iç içe iki gözlü bir yapıdan ibaretmiş, yıkılarak kaldırılmış bu hale getirilmiş.” dedi. Halk arasında, Erzurum’un müdafaasında düşmanla çarpışarak şehit düşen yiğitlerin, Kırklar Türbesi’nde yattıklarına inanıldığını kaydeden Taşyürek, ilgili efsaneyi şöyle aktardı: “Erzurum’un fethi için yapılan muharebede, Kale’nin fethi zorlaşır. İstişare sonucu kırk eren görev alır. Bunlar esir süsü verilerek, esir alınmışlar gibi Kale’ye yaklaşıp, kale kapılarını açtırmak ve bunların öncülüğünde kuvvetlerin kaleye girişini sağlamaktır. Kırklar, kale kapısına yaklaşınca, durum düşmanca sezilir. İşte çarpışmalarda Kırklardan şehit düşen yiğitlerimiz, burada yatmaktadırlar.” SEYİDOĞLU’NUN “ERZURUM EFSANELERİ”NDE KIRKLAR TÜRBESİ Bilge Seyidoğlu’nun kaleme aldığı ‘Erzurum Efsaneleri’ isimli eserinde ise, Kırklar Türbesi ile ilgili olarak şu bilgiler aktarılıyor: “Erzurum’da Kırklar Türbesi veya Kale Mescidi olarak bilinen tarihi yapı halk arasında Kırkbirler olarak efsaneleştirilmiştir. Türbenin mimarisi ve yapıldığı tarih hakkında kesin bir bilgimiz yoktur. Erzuzrum İç Kalesi’nin içinde ve Saat Kulesi’nin doğusunda yer alır. Buradaki efsanede, Hz. Peygamber ve Abiza Hazretleri ile birlikte gelen Kırk erenden bahsolunmakta ve türbenin kutsiyetine işaret edilmektedir. Kaleden içeri giren Kırk eren, Erzurum’u fethe geldiklerini söylediler. Erzurum’un, olağanüstü bir şekilde fethedildiğine de, böylece işaret edilmiş olunur. Tasavvufta dünyayı idare eden ve başlarında Kutbul Aktab bulunan erenlerin sayısı Kırktır. Buradaki efsanede Kırkbirinci olarak bir Ermeni’nin de onlara katıldığını görüyoruz. Çünkü dinini değiştirmiş, o da fetih grubunun içerisine girmiştir. Böylece toplumun azınlıktan olupta sonradan Müslüman olanlara verdiği değeri de görüyoruz.” MAHMUT PAŞA TÜRBESİ erzurum’un doğusunda Tepe Mezarlığının doğusunda bulunan Mahmut Paşa Türbesini Mahmut Paşa’nın oğlu l794 yılında yaptırmıştır.Türbenin güney yüzünde l794 tarihli kitabesi bulunmaktadır. Mimari yönden Ane Hatun Türbesine benzeyen bu türbe kırmızı taştan yapılmış, üzerini de kesme taştan bir kubbe örtmüştür. Türbe içerisinde Doğu Bayezıd Emini Abdülfettah ile oğlu Bayezıd Mutasarrıfı Mahmut Paşa’nın mezarları bulunmaktadır. MAKSUT EFENDİ TÜRBESİ Büyük Maksut Efendi 17. yüzyılda Süleymaniye’den gelerek Erzurum’a yerleşmiş, İbrahim Paşa medreselerinde müderrislik yapmıştır. Mehmed Sakıp Efendinin hocasıdır. Mehmed Sakıp Efendi Erzurum’da yetişen âlimlerin en zekisi ve en teknik bilgi sahibi, Matematik ve fıkıhta çözülemeyen konuların çözümü için başvurulan danışılan bir kişiyi yetiştirmiştir. Maksut Efendi İlimde herkesin hocası olarak kabul görmüş büyük âlimmiş. Mehmed Nusret Efendi Tarihçe-i Erzurum adlı eserinde, Maksut Efendiden bahis ederken “Kürt asıllı olup memleketinde tahsilden sonra Erzurum’a gelerek burada ihtiyar-ı ikamet etmiştir. Hayatının tamamını İbrahim Paşa medresesinde ders verme ve öğretimle geçirerek birçok faziletli insanlar yetiştirmiştir. Beyzavi üzerine yazdığı açıklama Osman Faik Efendi kütüphanesinde bir vakitler gözde idi beğenilendi. H.1174 ( M.1670 ) Tarihinde vefat ile Erzincan kapı kabristanına defin olunmuştur.”(1) 1760 Tarihinde vefat ettiğin de, bu günkü Cumhuriyet caddesindeki Kuşkay binasının bulunduğu yer ve çevresi eski Erzincankapı mezarlığı imiş. Oraya defin edilmiş. Bu günkü Asri mezarlıkta bulunan “Meşhurlar Suffesi” gibi Erzurum’un büyük âlimleri burada medfunmuş. Her birini bir kenara terk ettik sahipsiz kaldılar, çoğu kayıp olup gitti.1930 lu yıllarda şehir düzenlemesi adı altında devrin akıllıları burada bulunan kabirleri kaldırılarak birçoğu Tuzcu köyüne nakil edilmiş. Müderris Maksut Efendide bunlar arasında, Haşiizade Ali Efendinin kabri yanında Kadı zade Müftü Mehmed Efendinin ayakucundaki baş ve ayak taşları kırılmış olan mezarın olduğu işaret edilmektedir. Müderris-Müftü Seyit Hazık Mehmed Efendi, Müderris Gürcü Mehmed Efendi, Müderris Ahmed Tevfik Efendi, Kürdiyyun Müderris Maksut Efendi gibiler bu günkü yaşayanlardan daha çok Erzurumlu olmuş Şehrin var olmasına Erzurum’un şehri mübarek olmasına sebep olmuş manevi mimarlardır. Bunlarda var olan nefsanî mücadeleler, sen ben değil, birlik olmak, bir olmak Allah rızasından ayrılmamaktır.”İnananlar (müminler) bir birinin kardeşidir.” Şiarından kopmamaktır RABİA HATUN TÜRBESİ Hasan Basri Mahallesindedir. Türbenin hiçbir yerinde yapanı, yaptıranı, yapıldığı tarihi, içinde yatanların hüviyetlerini bildiren kitabe mevcut değildir. Karanlık kümbet gibi buda İlhanlı eseri olduğu kabul edilmektedir. Burada yatanın ismi halk arasında Rebiye Hatun olarak anılmaktadır. Konyalı, Arapların Rabia adlı iki şairleri vardır. Birisi Rabiat-üş-şamiye’dir. Şamlı olan bu kadın orada ölmüştür. Diğeri Rabiat-ül-Adeviyye’dir. Bu Basralı kadın şairin kabri Kudüs’tedir. Hasan Basri Hazretlerinin kendisiyle evlenmek istediği, şair enin kendisine nazm ile cevap verdiği rivayet edilir. Burada yatanın şair, bilgin, dini emirlere aşırı bağlı bütün düşüncesi bu emirlerin yerine getirilmesi olan bir hatun. Bacı yanı Rumdan olduğu tahmin edilmektedir. Öksüz ve kimsesiz genç kızları himayesine alıp, onların eğitimlerini, evlenmelerini, yaşlı kadınların bakımları gibi her türlü sosyal problemlerine de yardımcı olmayı kendilerine ilke edinmişlerdir. Ana ilkesi “İşine, aşına, eşine sahip ol” KADI FAHREDDİN DAVUD VE ZAHİDE HANIM KABRİSTANI Kars kapısı çifte kardeşler camiinin ön tarafındadır. Burasını Erzurum’lular çifte kardeşler mezarlığı olarak bilirler. Bu iki mezarda yatanlar kardeş değildirler. Bu kardeşlik bir birine benzeyen mezar taşlarıdır. Bunlar karı-kocadırlar. M. 1332 senesinde ölen Melek zade Kadı Fahreddin Davud. Erzurum’da imametlik ve kadılık yapmış alim, dini emirlere sımsıkı bağlı bütün düşüncesi bu emirlerin yerine getirilmesi olan mübarek bir zat. Zahide hanım kocasından 22 yıl önce M. 1311 yılında ölmüş, Kadı İbrahim’in kızı. Bu da devrinin bilginlerinden. En eski ziyaretgahlarımızdandır. Halk akıl hastalarını, sinir burhanı geçirenleri, çeşitli hastalıkları olanları buraya getirerek, kurbanlar keser, sadakalar dağıtır, kendilerinden şefaat yoluyla Allah’tan şifa niyaz ederlerdi.

17 Aralık 2012 Pazartesi

ERZURURUM TURİZM VE ŞEHİR REHBERİ HARİTASI


Şunu daha büyük bir haritada görüntüle: ERZURUM

ERZURUM'da hangi turizm faliyetlerinde bulunabilirim?


ERZURUM
Doğu Anadolu Bölgesinin Kuzeydoğu kesiminde yer alan ilimiz 25066 Km2lik alanıyla Bölgenin en büyük İlidir (Kapladığı alan itibariyle). Çoruh Fırat ve Aras havzalarının başlangıç noktasında yer alan il,Kuzeyde Rize,Artvin batıda Bayburt ve Erzincan,güneyde Bingöl ve Muş doğuda Kars ve Ağrı kuzeydoğuda Ardahan ve Kuzeybatıda Trabzon ile komşudur.

Erzurumda Turizmin Çeşitlendirilmiş potansiyelim aşağıdaki başlıklar altında sıralayabiliriz.

-Kültür Turizmi
-İnanç Turizmi
-Termal Turizmi
-Akarsu Sporları (Rafting) ve Doğa Yürüyüşleri
-Kış Turizmi
Kültür Turizmi 
Turizm olayım meydana getiren önemli sebeplerden biriside farklı kültürlerin ve uygarlıkların kalıntılarının,izlerini görme isteğidir. Çeşitleri kavimlere ait Milletlerin bir çok Devlet kurduğu Anadoluda muhtelief uygarlıklara ait tarihi ve kültürel kalıntıların önemli bir bölümüde Erzurumda bulunmaktadır.
Erzuruma turist çeken eserlerin en önemlileri merkez ilçede bulunmaktadır.Bu eserleri şöyle sıralayabiliriz:
Erzurum Arkeoloji Müzesi, Erzurum Kalesi, Saat Kulesi(Tepsi Minare), Kale Mescidi, Çifte Minareli Medrese, Ulu Camii, Üç Kümbetler, Yakutiye Medresesi, Rüstem Paşa Bedesteni
(Taş Han), Lala Paşa Camii, Gümüşlü Kümbet(Kentin doğusunda Kars Kapı civarında bulunan Kümbet.), Karanlık Kümbet(Devrişağa Mahallesindeki kümbet),Cimcime Sultan Kümbeti(Cumhuriyet caddesinde Ulu Caminin kuzeyindeki kümbet)Rabiahatun Kümbeti(Hasan Basri Mahallesindedir)
Kış Turizmi 
Palandöken’e tırmanış
Palandöken Dağları Erzurumun güneyinde yer alır ve doğu-batı yönünde uzanır.Dağların yükseltileri tabanda 2000 m den başlayarak 3176 m ye kadar çıkar Erzurum/ Palandöken dağlarında üç bölgede kaya sporuna en uygun alanlar olarak tespit edilmiştir.
Bu bölgede tespit edilen üç alan uluslararası kayak merkezi geliştirmek üzere potansiyeli belirlenecek alanlar olarak tanımlanmıştır. Üç alan üzerinde günde toplam 32.000 kişinin kayak yapabileceği,uluslararası yarışmalar hatta kış olimpiyatlarının düzenlenebileceği, 6000 kişinin doğrudan istihdam edilebileceği öngörülmektedir.Bunlar Erzurum Boğazı,Gez Yaylası,Konaklı alt bölgeleridir.

Cirit

Türkler tarih sahnesine çıktıkları günden beri atlı sporlara çok önem vermişlerdir. Bu gelenek Alparslan’ ın 1071 de Orta Asya Türklerine Anadolu’ nun kapılarım açtığı günden bu yana Erzurumda da devam etmiştir.
Ciritte asıl unsur cirit atları üç yaşından itibaren eğitilmeye başlanılır, önce ağzı kantarlaya, dizgine daha sonra sırtı eyere alıştırılır, üstüne binilecek duruma gelen taylara cirit oyunu sırasında ne zaman koşacağı, nerede duracağı, ne zaman hangi tarafa döneceği eğitimle öğretilir ki binicinin her hareketi yetişmiş bir at için bir işarettir.
Ciritte Erlik yaşar, Mertlik yaşar, Sportmenlik yaşar, ama her şeyden önce bir tarih yaşar.
Oda; Bir tarih olan Erzurumda yaşar.
Orta Asyadan Anadoluya At sırtında gelir Erzurum kapısından geçerek yerleşen ve zaman zaman tuna kıyılarına dayanan Ata sporu cirit, ilk defa Erzurumda yerleşmiş , Mayası Erzurumda tutmuş, Erzurumda sevilmiş, burada unutulmaktan kurtulmuş bir Milli Sporumuzdur.
Cirit Sporunun oynandığı nizami cirit oyun alanı Dünyada ve Türkiye’mizde tek Erzurum dadır.

ERZURUM AVM


Eruzurum Alışveriş Merkezi Hakkında

Erzurum Alışveriş Merkezi, 21 Ekim 2009`da Erzurum’da açıldı. 32 bin metrekare kiralanabilir alana sahip olan Erzurum AVM çağdaş mimari ile yöresel ve tarihsel elementleri bir araya getirerek,  Erzurum şehrine yeni ve farklı bir atmosfer katmaktadır.
Bölge’nin ilk ve en büyük hipermarketi olarak hizmet veren Carrefour, bölgenin ilk ve tek 3 boyutlu teknolojisine sahip en büyük sinema kompleksi Cinebonus ve bölgenin en büyük elektronik zinciri Teknosa, Erzurum Alışveriş Merkezinin ana kiracıları arasında yer almaktadır. Ayrıca, Boyner ve LcWaikiki, Nike, Intersport, Koton, Benetton, Playhouse ve Burger King de Erzurum Alışveriş Merkezi içerisinde bulunan mağazalar arasında yer almaktadır. Erzurum AVM, “çok iyi” dereceyle Türkiye’nin Breeam Sertifikası’na sahip ilk binası ve ilk yeşil alışveriş merkezidir.

Erzurum Alışveriş Merkezi:
  • 32,051 m² kiralanabilir brüt alana
  • 18,342 m² Perakende
  • 1,346 m² Food Court
  • 7,924 m² Süpermarket
  • 2,369 m² Sinema
  • 1,028 m²  Elektronik mağazaları
  • Toplam  1,097 araç kapasiteli otopark alanına sahiptir. 


Atatürk Üniversitesi başta olmak üzere çeşitli devlet kurumlarına ev sahipliği yapan ve bölgesel bir idari merkez olma niteliği taşıyan Erzurum, bu özelliği ile gün içinde çevre illerden önemli bir ziyaret trafiği oluşmasını sağlamaktadır. Erzurum Alışveriş Merkezi, gerek Atatürk Üniversitesi’ ne ve şehrin konut yapılaşmasının yoğun olduğu bölgelerine, gerekse de kış turizmi için yeni bir merkez olan Palandöken’e çok yakın mesafede konumlanmaktadır. Havaalanının sağladığı ulaşım kolaylığı ile Erzurum, yerli ve yabancı turistlerin gözdesi olmaya aday bir şehirdir. Sunacağı farklı eğlence ve dinlenme olanakları ile Erzurum Alışveriş Merkezi bölge halkı için bir uğrak noktası olmuştur.

Erzurum Alışveriş Merkezi, Erzurum’da Palandöken Yolu üzerinde konumlanmaktadır. Yakın yerleşim alanlarına yürüyüş mesafesinde bulunan Erzurum Alışveriş Merkezi’ne uzakta veya çevre illerde yaşayanlar da otomobil veya toplu taşıma araçlarıyla rahatça ulaşabilirler.
Erzurum’un yöresel mimarisinin modern bir yorumu olan projenin cephelerinde doğal taş, metal ve cam kullanılmıştır. Sürdürülebilir mimari örneklerinden biri olarak tasarlanan binada estetik ve etik öğeler birlikte geliştirilmiş, fonksiyondan ödün vermeden bir sentez oluşturulmaya çalışılmıştır.

Erzurum AVM’de ziyaretçilerine sunduğu hizmetler:
Danışma
ATM
Tekerlekli Sandalye
Mescit
Bebek Bakım Odası
Bebek Arabası
İlk yardım
Engelli Tuvaleti
Ankesörlü Telefon
Ücretsiz Kapalı Otopark

Erzurum AVM Açılış Saatleri
10:00 – 22:00

Erzurum AVM İletişim Bilgileri:
Adres: Solakzade Mahallesi Yavuz Sultan Selim Bulvarı
No: 43 Yenişehir/Erzurum
E-mail: info@erzurumavm.com
Tel: 0442 232 70 00


Erzurum Alışveriş Merkezine taksi, araba ve otobüsle ulaşım mümkündür.

Otobüsle Ulaşım
Erzurum AVM’ye Belediye Otobüsleri ve taksi ile ulaşım mümkündür.
B6: Yıldızkent- Dadaşkent / 07:00 ile 21:20 arasında her 20 dakikada bir
B7: Yıldızkent- Ilıca / 07:00 ile 17:00 saatleri arasında saat başı
G6: Yıldızkent-Yıldızkent / 07:00 ile 22:00 saatleri arasında 8 dakikada bir
G7:Yoncalık – Yıldızkent / 07:00 ile 23:00 saatleri arasında her 4 dakikada bir
G9: Yıldızkent-Yıldızkent / 07:00 ile 22:00 saatleri arasında her 11 dakikada bir
G11: Yıldızkent-Yenişehir / 07:00 ile 22:00 saatleri arasında her 25 dakikada bir

Kiralık araç nerden temin edilebilir?


Palandöken Rent a car 
Tel : (0442) 235 45 24 Faks(0442) 235 45 24 Web: www.palandokenrentacar.com 
Adres :  Çaykara Cad. BP Petrol Yanı No : 67 ERZURUM


AVIS RENT A CAR (ERZURUM  BRANCH OFFICE)
Tel : (0442) 233 80 88 Faks Web: www.avis.com.tr
Adres :   Yeni Terminal Cad. Mavi Site 1.Blok No:5 25100 ERZURUM


AVIS RENT A CAR (ERZURUM AIRPORT BRANCH OFFICE)
Tel : (0442) 233 80 88 Faks Web: www.avis.com.tr
Adres :  Erzurum Havalimanı İç Hatlar Geliş Terminali 
ERZURUM

Yıldırım Turizm Oto Kiralama
Tel : (0442) 234 61 60 Faks (0442) 234 80 32  Web: www.yildirimotokiralama.com
Adres :  Gez Mahallesi Millet Bahçe Caddesi. No:2 ERZURUM

Rüyam Rent a Car
Tel : (0442) 235 01 25 Cep (0535) 936 15 72 Web: www.ruyamrentacar.com
Adres : 
 Çaykara Caddesi. Millet Bahçe Yapı Kopp No:6 ERZURUM

Ulaş Rent a Car
Tel : (0442) 235 89 65 Faks (0442) 234 34 99 Web: www.erzurumotokiralama.net
Adres : 
 Çaykara Caddesi. Aşağı Mumcu Mahallesi. İbrahim Etem Seven Sokak C Blok Duygu Sitesi Altı ERZURUM

Pasin Rent a Car
Tel : (0442) 235 55 65 Faks (0442) 235 55 65 Web: http://www.pasinrentacar.com
Adres : 
 Çaykara Caddesi. Çakmaklar2 Sitesi Altı No:13 ERZURUM

Hastaneler


Atatürk Üniversitesi Süleyman Demirel Tıp Merkezi Yakutiye Araştırma Hastanesi
Tel : (0442) 236 12 12 Faks(0442) 236 13 01 Web: www.atauni.edu.tr
Adres :  ERZURUM


Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Aziziye Hastanesi
Tel : (0442) 316 63 33 Faks: (0442) 316 63 40 Web: www.atauni.edu.tr
Adres :  ERZURUM


Aziziye Kadın Doğum Ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi
Tel : (0442) 316 39 51 Faks: (0442) 316 39 57 Web:
Adres :  ERZURUM

Erzurum Palandöken Devlet Hastanesi
Tel : (0442) 235 50 80 Faks(0442) 235 41 00 Web: www.palandokendh.gov.tr
Adres : A. Köşk Mah. Paşalar Cd. ERZURUM

Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Tel : 0(422) 232 55 55 Faks0(442) 232 50 25/90 Web: www.erzurumbeah.saglik.gov.tr
Adres : A. Köşk Mah. Paşalar Cd. ERZURUM

Sinema Ve Tiyatrolar


Cafe De Sinema
Tel     : (0442) 231 31 31 Faks:      Web: Adres : Atatürk Üniversitesi Sosyal Tesisleri Vakıfbank Altı   ERZURUM


Cafe De Sinema Galeria
Tel     : (0442) 243 02 01 Faks:      Web: Adres : İstasyon Mah. Hal Sok. No:47 Galeria AVM  ERZURUM


Cinebonus
Tel     : (0442) 243 02 01 Faks:      Web: Adres : Redevco Erzurum AVM 




Dadaş Klas
Tel     : (0442) 234 40 59 Faks:      Web: Adres : Cumhuriyet Cad. 


Erzurum Devlet Tiyatrosu
Tel     : (0442) 233 40 14 Faks:(0442) 234 80 64      Web: www.erzurumdt.gov.trAdres : Aşağı Mumcu Cad. No: 24 ERZURUM 

Nerede Yenir???


Koç Cağ Kebap Salonu
Tel : (0442) 213 45 47 Faks(0442) 213 43 35 Web: www.cagkebap.com
Adres :  Kongre Cad. Nazik Çarşı No:8 ERZURUM

Gel Gör Cağ Kebap Salonu
Tel : (0442) 213 32 53 Faks(0442) 213 32 54 Web:
Adres :  İstasyon Caddesi No:4 ERZURUM

Emirşeyh Köftecisi
Tel : (0442) 214 15 44 Faks(0442) 214 15 45 Web:
Adres :  Tebrizkapı Caddesi No:170 ERZURUM

Emirşeyh Nedim
Tel : (0442) 213 92 92 Faks(0442) 213 92 82 Web: www.emirseyh.com.tr
Adres :  Tebrizkapı Caddesi No:172 ERZURUM

Hacı Baba Dönercisi
Tel : (0442) 233 53 44 Faks(0442) 235 14 60 Web: www.donercihacibaba.com
Adres :  İsmetpaşa Caddesi No:21 ERZURUM

Salon Asya
Tel : (0442) 234 92 22 Faks(0442) 234 92 23 Web:
Adres :  Cumhuriyet Caddesi No:27 ERZURUM

Erzurum Evleri
Tel : (0442) 213 83 72-214 06 35 Faks(0442) 214 07 56 Web:
Adres :  Cumhuriyet Caddesi İbrahim Paşa Mah. Yüzbaşı Sokak No:5 ERZURUM

Konaklama Yerleri (Oteller)


PALANDÖKEN KAYAK MERKEZİNDE KONAKLAMA


Polat Renaissance Otel *****
Tel     : (0442) 232 00 10 Faks: (0442) 232 00 99   Web: www.polatrenaissance.com.tr
Adres : Palandöken Kayak Merkezi / ERZURUM


Palan Otel ****
Tel     : (0442) 317 07 07 Faks: (0442) 317 07 00  Web: www.palanotel.com
Adres : Palandöken Kayak Merkezi / ERZURUM

Dedeman Palandoken Otel ****
Tel     : (0442) 316 24 14 Faks:(0442) 316 36 07   Web: www.dedeman.com
Adres : Palandöken Kayak Merkezi / ERZURUM

ERZURUM ŞEHİR MERKEZİNDE BULUNAN OTELLER

Dilaver Hotel ***
Tel     : (0442) 235 00 68 Faks:   Web:
Adres : A.Mumcu M. Petit MeydanıYakutiye / ERZURUM Web: www.dilaverhotel.com

Amiller Otel **
Tel     : (0442) 234 92 17(4 hat) Faks:(0442) 234 92 24   Web: www.otelamiller.com
Adres : Kazım Karabekir Caddesi No : 25 Yakutiye / ERZURUM

 Otel Polat **
Tel     : (0442) 235 03 63 Faks:(0442) 234 45 98   Web: www.otelpolatcom
Adres : Kazım Karabekir Caddesi No : 4 Yakutiye / ERZURUM

Esadaş Otel **
Tel     : (0442) 233 54 25 Faks:(0442) 233 54 20   Web: www.esadas.com
Adres : Cumhuriyet Caddesi No : 27/A Yakutiye / ERZURUM

Kral Otel *
Tel     : (0442) 234 64 00 Faks:(0442) 234 64 74   Web: 
Adres : Erzincan Kapı Caddesi No : 27/A Yakutiye / ERZURUM

Büyük Akçay Otel *
Tel     : (0442) 235 32 64 Faks:(0442) 235 32 65   Web: 
Adres : Cumhuriyet Caddesi No : 2 Yakutiye / ERZURUM

ERZURUM İLÇE VE KIRSALDA KONAKLAMA

 Pasinler Kale Kaplıca Oteli **
Tel     : (0442) 661 49 92 Faks:(0442)  661 49 94   Web: 
Adres : Pasinler Merkez / ERZURUM
Şİfalı kaplıcaların bağlı bulunduğu otel Pasinler Kaymakamlığı Tarafından işletilmektedir.

16 Aralık 2012 Pazar

İspir Rafting

İSPİR RAFTİNG Erzurum’un İspir ilçesi sınırlarından geçen Çoruh Nehri rafting yapmaya en elverişli akarsulardan birisidir. Derin kanyonları ile ilgi çeken Çoruh, her yıl turistlerin akımına uğrar. 1993 yılında Dünya Rafting Şampiyonası Çoruh Nehrinde yapılmıştır.

1001 HATİM

1001 HATİM PİR ALİ BABA PİR ALİ BABA’NIN YAVUZ SULTAN SELİM DÖNEMİNDE YAŞADIĞI BİLİNİYOR “Abideleri Ve Kitabeleri İle Erzurum Tarihi” kitabının 345. sahifesinde bahsedildiğine göre Pir Ali Babanın hicri; 945 miladi 1533 yıllarında yaşadığı anlaşılmaktadır. Pir Ali Babanın yaşadığı dönem Yavuz Sultan Selim ve oğlu Kanuni Sultan Süleyman’ın Osmanlı padişahı olduğu yıllardır. Bu dönem Osmanlı Devletinin yükselme ve gelişme yıllarıdır. Bu yıllar aynı zamanda ilim, sanat ve edebiyat alanında büyük gelişmeler olduğu ve günümüze kadar gelen kalıcı eserlerin meydana geldiği yıllardır. Bu ortamda yetişen Pir Ali Baba, âlim, fazıl, zahit bir mübarek zat olup o devrin büyük zenginlerindendir. Düzcü köyünde mutasarrıflık yapan Ali Baba "Eğer her yıl 1001 hatim okursanız Allahü Teala bu memleketi hususiyetle zelzeleden korur." diyerek maliki bulunduğu 8 köyden 4’nün gelirini tamamen (meşayih ve ulemadan olan evlatları nezaretinde) Erzurum’da yılda bir defa okunmasını ihdas ettiği “Bin Bir Hatimler”e vakf etmiş ve bu hatimler o günden sonra Erzurum’da sürekli okutularak, Birinci Cihan Harbi yıllarına kadar devam etmiştir. O yıllarda meydana gelen bazı aksamalarla okutulamayan binbir hatimler, bir süre sonra Erzurum Müftüsü Hacı Muhammed Sadık Solakzâde ve o zamanın Erzurum milletvekillerinden Mühirzâde Asım Efendi ile Zihni bey’ler tarafından yeniden okutulmasının temini için Mustafa Kemal Paşa’dan izin istihsal ettirerek Binbir hatimler yeniden başlayıp devam etmiş ve günümüze kadar gelmiştir. Pir Ali Baba’nın mezarı merkeze bağlı Tepe köy ile (Düzcü) Tuzcu köyleri arasında Erzurum ovasına nazır kendi adını taşıyan Pir Ali Baba tepesi üzerinde de bulunmaktadır.

Atlama Kuleleri Ve Palandöken Kayak Merkezi

ERZURUM ATLAMA KULELERİ Dünya Üniversiteler Kış Oyunları’na ev sahipliği yapmaya hazırlanan Erzurum’da inşa edilen atlama kuleleri görenleri büyülüyor. Dünyada genellikle 90 ve 120 metre arasında olan kuleler, Kiremitlik Tepe’de 125 metre olarak inşa edildi. Hem görsellik, hem de işlevsellik açısından Erzurum’da yapılan kuleler, dünyadaki benzerlerinden çok farklı. Çevre düzenlemesi tamamlanan kuleler geceleri ışıklandırılmaya başlayınca şimdiden görenleri büyülemeye başladı. KULELERDE BEŞ HİLAL Kiremitlik Tepe’deki atlama kulelerin, mimari tarzı hilali andırıyor. En üst katında kafeteryaları bulunan kulelerin, gövde kısmında ise, 5 ayrı hilal bulunuyor. Bu hilaller de, 5 ayrı kıtayı temsil ediyor ve her bir hilal ayrı renge sahip...
PALANDÖKEN KAYAK MERKEZİ Palandöken Kayak Merkezi 3185 m. zirveye sahip Palandöken dağları, Erzurum’un güneyinde yer alır ve doğu-batı yönünde uzanır. Türkiye’de kış turizmi için yapılan ilk ciddi ve kapsamlı proje Erzurum-Palandöken Kış Sporları ve Turizm Mastır Plan Çalışmasıdır. Yapılan çalışmada Palandöken Dağlarının doğal yapısı ve iklimi ile uluslararası kış sporları merkezi niteliğine sahip olduğu tespit edilmiştir. Projede, üç alan üzerinde gün toplam 32 bin kişinin kayak yapabileceği, uluslararası yarışmalar hatta kış olimpiyatlarının düzenlenebileceği, 6 bin kişinin doğrudan istihdam edilebileceği öngörülmektedir. Ulaşım: Erzurum’a Ankara ve İstanbul’dan her gün uçak seferleri bulunmaktadır. Kayak Merkezi Erzurum Şehir Merkezine 5 km. uzaklıktadır. Hava alanına ise yalnızca 10 dakika mesafededir. Kış mevsimi boyunca şehir merkezinden halk otobüsü seferleri bulunmaktadır. Coğrafya: Erzurum Türkiye’nin en yüksek ve soğuk illerinden biridir. Sert kara iklimi hüküm sürer. Yılın 150 günü karla örtülüdür. Normal kış koşullarında 2-3 metre kar yağışı almaktadır. Hakim rüzgar yönü güney ve batı yönlerindedir. Kayak alanı 2200 – 3176 m. yükseklik kuşağı üzerinde yer almaktadır. Karasal iklim nedeniyle, mevsim boyunca “toz kar” üzerinde kayak yapılmaktadır. 10 Aralık-10 Mayıs arasındaki dönem kayak etkinlikleri için en uygun zamandır. Konaklama ve Diğer Hizmetler: 4 ve 5 yıldızlı konaklama tesisleri, kayak evi, günübirlik tesisler ve lokantalar bulunmaktadır. Kayak dersi ve malzeme kiralama hizmetleri verilmektedir. Mekanik Tesisler ve Pistler: Palandöken Kayak Merkezindeki pistler dünyanın en uzun ve dik kayak pistleri arasında yer almaktadır. En uzun pisti 12 km. olan kayak pistlerinin toplam uzunluğu 28 km.yi bulmaktadır. Başlangıç yeriyle varış noktası arasındaki yükseklik farkı 1000 m. olan Palandöken’de Slalom ve Büyük Slalom yarışmaları için 2 adet tescilli Kayak Pisti mevcuttur. (Ejder Pisti ve Kapıkaya Pisti) Kayak Merkezinde 5 adet telesiyej (toplam 4500 kişi/saat kapasiteli), 1 adet teleski (300 kişi/saat kapasiteli ), 2 adet baby lift ( toplam 1800 kapasiteli ) ve 1 adet gondol lift (1500 kişi/saat kapasiteli) hizmet vermektedir.

ERZURUM'un Doğal Güzellikleri

YEDİ GÖLLER Yıkıkbağları da denilen bölge, Tortum Gölü'nün hemen altında Ulubağ köyünün bir mahallesidir. Yıkıklar'ın (Yedi Göller) denizden yüksekliği 800 m dir. Tortum Gölü havzasından sızan suların oluşturduğu irili ufaklı ve zümrüt gibi yeşillikler arasında sıralanan göllerden oluşmaktadır. Ağaçların yeşili, göllerin maviliği ile kucaklaşan Yıkıkbağları, yukardan bakıldığında tüm güzelliğini sergilemektedirler. Yaz mevsiminde burası çevre halkının ve turistlerin eğlence ve mesire yeridir. Göl üzerinde çok büyük alabalık çiftliği vardır. Ayrıca karşısında harikulade piknik alanları ve dinlenme tesisleri bulunmaktadır. Hertürlü meyve-sebze yetiştirilmekte olup, göllerden elde edilen alabalıkların lezzetinin ünü ilçemizin sınırlarını aşmıştır. Buraya ülkemizin dörtbir tarafından turistler gelmektedir. Son yıllarda geliştirilen projelerle birlikte yerli turistler kadar, yerli turistler de bölgeyi görmeye gelmektedirler. Erzurum ilinin en ünlü mesire yerlerindendir.
NARMAN KANYONU Topraklarının bir bölümü Karadeniz Bölgesi’nde, bir bölümü de Doğu Anadolu Bölgesi’nde bulunan, Erzurum İli’ne bağlı bir ilçe olan Narman yaylaları ile ünlü ilçelerdendir.Kargapazarı Dağları’nın doruklarında bulunan bu yaylalar, İl merkezine 96 km. uzaklıktadır.Narman ilçesinde gezilebilecek alanlar olarak Narmanlı Camisi, Narman Kanyonu, Ethem Baba Türbesi ve Osmanlı dönemine ait bazı kalıntı ve kale kalıntıları bulunmaktadır. KIRMIZI PERİBACALARI İstanbul’dan yola çıktığımızda yaklaşık 1300 kilometrelik bir yol uzanıyordu önümüzde.Niksar, Suşehri derken, her iki yakası binbir güzellikle çevrili Kelkit Çayı eşlik ediyor.Erzurum’u da geçerek asıl hedefimize doğru ilerliyorsunuz.Tortum üzerinden Narman’a giderek, henüz bir yıl önce keşfedilmiş bir vadiyi bir de biz keşfetmek muhteşem bir duygu olsa gerek.Beş kilometre sonra da Narman tabelasını takip ederek ana yoldan ayrılıyorsunuz.Kısa bir süre sonra Narman-Pasinler yolu üzerinde buluyorsunuz kendinizi. Kısa zaman öncesine kadar varlığı sadece birkaç jeolog ve yöre halkınca bilinen Narman Kanyonu’nu, Atlas Dergisi ekibi 2002’de dünyaya tanıttı. Dünyada sadece birkaç bölgede bulunan bu ender oluşumlar ülkemizin en önemli doğa harikalarının başında geliyor. Kanyon, Erzurum’un Narman ilçesi sınırları içinde. Narman - Pasinler karayolunun 11 kilometresinden itibaren coğrafya aniden kırmızıya bürünmeye başlıyor. Vadi sistemleri yolun daha çok sağında yer alıyor. Toplam 12 kilometrekarelik alana yayılan Narman Kanyonu’nda yürürken Mars yüzeyinde geziniyormuş izlenimine kapılıyorsunuz. Yoldere Köyü sapağından girildikten sonra köy yoluna sapmayıp düz devam edilirse, 1 kilometre sonraperi bacası görünümlü iki oluşuma varılıyor. Ziyaretçilerin çoğu buradan geri dönüyor. Oysa araçlarını bırakıp vadinin içinde birkaç saatlik bir yürüyüşü göze alanlar, yaşamlarında göremeyecekleri kadar güzel doğa oluşumlarını tanıma fırsatını elde ediyor.Ana vadinin bitiminden itibaren sol yamaçtaki patikayı takip ettiğinizde, yarım saat sonra tüm vadiyi kuşbakışı göreceğiniz bir noktaya varacaksınız. Buradan vadinin görünümü nefes kesici. Vadi içinde dolaşırken rüzgárın peribacalarını nasıl şekillendirdiği gözlenebiliyor. Rüzgar, yağmur gibi atmosferik güçler yüz binlerce yıllık uğraşı sonucunda doğanın sanatçı yanının tüm izlerini Narman Kanyonu’nda gösteriyor. Bir zamanlar göl olan bu bölgeye, akarsular demir içeriği fazla kayalardan aşındırdıkları malzemeleri taşımış. Bu süreç birkaç milyon yıl almış. Daha sonra göl kurumuş ve bölgedeki bu gevşek malzeme önce yağmur, daha sonra da rüzgarca aşındırılarak şekillenmeye başlanmış. Aşınma açısından Kapadokya’nın benzeri süreç yaşanmış burada. Oyuklarda Kapadokya gibi yerleşim olmamasının tek sebebi, kayaların narinliği. Kapadokya’daki volkanik oluşumun silis içeriği fazla tüfleri insan tarafından çok rahat oyularak barınak yapılmış. Oysa Narman gevşek malzemelerin gölde çökelmesiyle oluştuğu için istendiği gibi oyulamamış, barınağa dönüştürülememiş. ABD’deki Grand Kanyon’a benzeyen Narman bir an önce koruma altına alınmalı. Çünkü bu bölge sadece ülkemizin değil tüm dünyanın bir kaç ender oluşumundan biri. Nerede Kalınır: Narman ilçesindeki Ögretmenevi kalacak yer olarak en uygun yerdir.
TEKE DERESİ GÖLETİ Gölet, Erzurum’a 22 km. uzaklıkta Tekederesi ile Taş-lıgüney köyleri arasında yer almaktadır. Eski Erzurum-Çat karayolunun 1 km güneyinde ve Tekederesi köyü-nün 1 km güneybatısında, Gedikçayır deresi üzerinde-dir. 1986-1989 yılları arasında toprak dolgu şeklinde inşa edilmiştir. 1,56 hm3 su tutma hacmine sahiptir. Sula-ma amaçlı inşa edilmiştir. 405 ha sulama alanına sahip-tir. Temelden yüksekliği 20 metredir. Tekederesi göletinin su kaynağı, göletin güneyinden geçen Karnıyırtık deresidir. Gölet 14.95 m yükseklikte 200x103 dolgu ile 1.558x106 m3 su depolayacak kapasitededir. Göletin uzunluğu 630.30 m, genişliği 1000 m olup alanı 2219,36 m2 dir. Tekederesi Göletinin çevresi ağaçlıklı olduğundan piknik ve mesire yeri olarak kullanılmaktadır. Gölette Aynalı Sazan Balığı üretilmektedir.
TORTUM ŞELALESİ Tortum Gölü, 1700'lü yılların ortalarında bugünkü Balıklı Köyü batısında bulunan bir dağın heyelan sonucu Tortum Çayı'nın önünü kapatmasıyla oluşmuş bir göldür. Tortum Şelalesi, Tortum Gölü'nün Tev Vadisi ile gölün kuzey ucu arasındaki heyelan kütlesini aşarak dökülmesiyle oluşmaktadır. Tortum Gölü'nün döküldüğü akar yatağa yakın dirençli kireç taşi katmanları üzerinden geçmekte ve 22 metrelik genişlikten, 48 metre yükseklikten düşmektedir. Düşen sular, üstte gökkuşağı, altta koca bir dev kazanı meydana getirmektedir. Ayrıca bu göl bir doğal anıttır. Erzurumda Tortum ilçesindedir elalenin bulunduğu bölgede ziyaretçiler için piknik alanı ve hemen şelalenin altına inen merdivenlerin ücerinde Demir korkuluklu İzleme Balkonu bulunmaktadır. Merdivenleri takip ederek Şelalenin altına inilebilir ve diğer taraftaki merdivenleri takip ederek yukarıya çıkılabilmektedir. Şelale bahar aylarında balkon izleyicilerini ıslatmaktadır. İzleyenlere doğa ile iç içe bir ortam yaşatan şelale özellikle doğa tutkunları için hayranlık uyandıracak görüntüler barındırmaktadır. Tortum Şelalesi bir rivayete göre izleme merdivenlerini şelale tarafından inip, elektrik santrali tarafından çıkanlarda nefes darlığı ve kalp rahatsızlıklarını önlüyormuş.

PALANDÖKEN

Palandöken Dağı, Erzurum'da bulunan, 3125 metre rakımlı, tektonik bir dağdır. Sadece Palandöken'e özgü bir çiçek olan Palandökenensis Mayıs ayında bulunabilmektedir. Başköy mevkiinde bir kayak merkezi bulunur. Adı palan (eşek semeri) ile döken kelimelerinden kuruludur. Eşeğin palanına vurulan heybelerin dağın dik yollarında devrilmesine kinayedir. Erzurum şehrinin 10 km kadar güneyinde bulunan zirvesiyle çevrenin en yüksek noktasıdır. Erzurum şehir merkezinin 1950 metreyi bulan yüksekliğinden ve kütle olarak bir sıradağ olmasından dolayı ülkemizin 3000 metrenin üzerindeki diğer dağları gibi heybetli görünmez. Ancak mitolojide bilhassa da Anadolu'da ki birçok efsânede ismi geçer. Palandöken, kış mevsiminde kuzey yamacında barındırdığı kar miktarı, kalitesi ve Türkiye'nin en uzun pistine sahip olan kayak merkezi ile en gözde kayak merkezi unvanına sahiptir. Teknik tırmanış açısından herhangi bir zorluğa sahip olmamasına rağmen kış mevsiminde diğer 3000'liklerde de olduğu gibi her türlü olasılık göz önünde bulundurularak, o şekilde teknik malzeme ile tırmanılmalıdır. Dağın bazı dik parkurları, yöresel olarak kışların aşırı sert geçmesinden dolayı tehlikeli olabilir. Erzurum şehir merkezinden 3125 m'lik zirveye giden en iyi ve en rahat yol kayak merkezinden geçer. Erzurum şehir merkezine yaklaşık 4 km uzaklıkta olan 2100 m râkımdaki oteller mevkiinde her türlü ihtiyaç giderilebilecek imkânlar bulunmaktadır. Güvenlik açısından jandarma 24 saat görev yapmaktadır. Kamp için de bu mevkii idealdir. Devam eden karayolu ile daha yukarıda bulunan oteller mevkiine ulaşılır. Burası ise 2450 m yüksekliktedir ve bu seviyeden sonra telesiyej hattı tâkip edilerek sırt üzerinden zirveye ulaşılır. Diğer yol ise dağın güney yamacında bulunan Başköy köyünden zirveye ulaşılan yoldur. Bu rota da teknik bir tırmanış zorluğu içermez. Palandöken Dağları'nın en yüksek noktası Büyükejder Tepesi olarak isimlendirilir. Burada, iletişim vericileri ve özel bir işletmeye ait kafeterya bulunmaktadır ve kayak sezonunda telesiyej vâsıtasıyla da zirveye ulaşılabilmektedir. Zirveden inen hat üzerinde, 2500 metre irtifâda Ejder Lifti'nin bitiminde de özel bir kafeterya bulunmaktadır. Bunun yanında Palandöken Dağı ve Erzurum'da oluşturulan birçok tesis ve kayak merkeziyle 2011 Dünya Üniversitelerarası Kış Oyunları'na ev sahipliği yapmıştır

Oltu taşı

Oltu taşı, Erzurum'un Oltu ilçesinin kuzeydoğu kesiminden çıkarılmakta olan yarı değerli bir taştır. Kolay işlenebilme özelliğinden dolayı takı ve ziynet eşyası yapımında kullanılır. Oltu taşı genellikle siyah, koyu kahve, sarı, nadiren de gri-yeşilimsi renktedir. Bir karbon bileşenidir. Çoğunlukla siyah renkli olanı tercih edilir. Genelde bayan takıları ve tespih üretiminde önemli bir yere sahiptir. Yüzyıllardan beri yörede genellikle tek kişilik ve babadan oğula geçen ev-atölyelerde el ve küçük çaplı aletler marifetiyle ürünler üretilmektedir. Türkiye 'de 3213 sayılı Maden Kanunu'nda oltu taşının kıymetli taşlar arasında olduğunun tescili dahi yapılmıştır. Fiziksel ve kimyasal özellikleri Oltu taşının fiziksel ve kimyasal özellikleri incelendiğinde başlıca şu özelliklere sahip olduğu görülür: Mohs sertlik skalasına göre 3 sertliğe, 1.5 yoğunluğa sahip ve karbon içeriği yüksek olan bir yarı değerli süstaşıdır. Çıra gibi is çıkararak yanar ve geride sigara külüne benzer bir artık bırakır. Linyite göre çok bitümlü ve çok sık yapılı olmasına karşın genelde kompakt linyit olarak tanımlanabilir. Sürtünme ile elektriklenir ve hafif cisimleri çeker. Yanma esnasında aniden soğutulursa donar, camlaşır ve kalıp halini alır. Oltu taşı, yerkabuğu içinde iken yumuşak, hava ile temas ettiğinde sertleşen, bitümce zengin kompakt bir linyit çeşididir. Erzurum ’a özgü oltu taşı Oltu ilçesinden güç koşullar altında çıkarılmakta olup, bu taş ile tespih anahtarlık, gerdanlık, broş, küpe, saç tokası, tarak, ağızlık, yüzük, bilezik, sigaralık ve çeşitli süs eşyaları yapılmaktadır. Oltu taşı siyah, tıkız, parlak ve kavlı biçiminde kırıkları olan, parlatılabilen, tıraşlanabilen bir nevi linyit taşıdır. Erzurum’da Oltu taşı altın ve gümüşle birlikte kullanılarak çeşitli takı aksesuarları yapılmaktadır. Oltu taşının ocaktan çıkarılması ve işlenmesi oldukça zordur. Çok çabuk kırılma özelliğinden ötürü çıkarılma ve işlenmesinde özel aletler kullanılmaktadır. Oltu taşı; Orta Çağlarda tespih, kutsal sayılan sandık, ve heykel yapımında kullanılmaktayken, XIX. yüzyılda mücevher yapımında da kullanılmaya başlanmıştır.[1] Günümüzde Erzurum ilinin Oltu ilçesinde üç yüzden fazla maden ocağından çıkarılmaktadır. Diğer özellikleri 1.Topraktan çıktığında çok yumuşak olmasına rağmen, hava ile temas edince sertleşme özelliğine sahip, 2.İşlenmesi kolay, 3.İşlendikçe sertleşen, 4.Kullanıldıkça parlayan, 5.Genelde siyah, bazen de kahverengi, 6.Çıra gibi alevli bir şekilde ve is çıkararak yanan, 7.Sürtünme ile elektriklenmek suretiyle hafif cisimleri çeken özelliklere sahip olup,Latince ismi Jayet'tir Ürünler... Her ne kadar Oltu taşından diğer takı aksesuarları ( yüzük, kolye, bileklik, küpe, ağızlık, v.s..) yapılsa da Oltu Taşı Tespih, taşın adeta genel simgesidir. Günümüzde Oltu taşının eskiye nazaran daha az miktarda çıkarılıyor olması, piyasa fiyatını da etkilemekte ve üretilen tespihleri daha da kıymetlendirmektedir. Oltu taşı tespih kullanan insanların, vücutlarında birikmiş olan statik elektriği tespih çekmek suretiyle attiklarına ve bu vesileyle de stresden kurtulduklarına inanılır. Ayrıca İslâm dinine mensup müslümanlar namaz sonrası, dua öncesi yapılan veya sair zamanlarda yapılan tesbihat (zikir)esnasında sayı takibi amacıyla tespih kullanırlar. Bu amaçla üretilen tespihler " üç çevrim " diye adlandırılır. Bir çevrimli tespih otuz üç adet taneden ve bir imameden, üç çevrim tespih ise doksan dokuz adet tane ve bir imameden oluşur. Genellikle tek çevrim tespih stres atmak için, üç çevrim tespih namaz tespihatında kullanılır. Bunun dışında geniş kapsamlı ferdi olarak yapılan zikir esnasında kullanılan ve her bir çevrimi yüz adetten oluşan on çevrimlik tespihler de Oltu taşından üretilmektedir. Bu türde olanların maliyet yüksekliği sebebiyle üretimi az yapılmaktadır. Tespihlerin İmameleri de Oltu taşından yapılır. Tespih imamesinin uc kısmına ya bir püskül takılır veya püskül yerine madeni türden bir aksesuar takılır. Her tür tespihte tek imame kullanılır. Son yıllarda sektördeki gelişmeler kayda değer olup, üretilen tespihlerin gümüş hatta zaman zaman altın kakmalı versiyonları da ilgi çekmektedir. Erzurum'un muhtelif yerlerinde Oltu taşı tespih satan çok sayıda işyeri mevcuttur. Özellikle tarihi Rüstem Paşa Kervansarayı'ndaki işyerleri tamamen Oltu taşı ile ilgilidir. Taşın çıkarıldığı Oltu'da çok sayıda taş işleme atölyeleri ve ustalar bu alanda üretim yapmaktadırlar. Şehir dışına da ihracı yapılan tespihler özellikle İstanbul Kapalıçarşı'da satışa sunulmaktadır. Oltu taşı ve imal edilen eşyalar ülke genelinde tanınma özelliğine sahiptir. Oltu taşının: maden olarak çıkarılmasından, işlenmesi, tespih haline getirilmesi, ilâve aksesuarlar eklenmesi, piyasaya arz-ı gibi aşamaların her birinden geçimini sağlamaya çalışan insanların olması nedeniyle Erzurum ekonomisine de önemli bir katkısı vardır