24 Aralık 2012 Pazartesi

Türbeler

ABDURRAHMAN GAZİ Erzurumun tarihi mekanlar bakımından en kutsal yerlerinden birisi Abdurrahman Gazi Türbesidir. Erzurum’un 2.5 km. güney doğusunda Eğerli Dağı (Sığve) yamacında, Abdurrahman Gazi Camisi’nin (Hacı Ahmet İzzet Paşa Camisi) yanındadır. Hz.Muhammed’in Eshabından olan Abdurrahman Gazi adına bu türbeyi Erzurum Valisi Yusuf Ziya Paşa’nın eşi Ayşe Hanım 1796 yılında yaptırmıştır. Türbeye yanındaki Abdurrahman Gazi Camisi’nden girilmektedir. Türbenin giriş kapısı üzerindeki l796 tarihli kitabeyi Hattat Salim yazmıştır. Türbe içerisinde 4.85 m. boyunda Abdurrahman Gazi’nin makamı bulunmaktadır. Halk arasında rivayet şöyledir: Palandöken Dağı'nın üst yamaçlarında türbesi bu¬lunan ve bir ziyaretgah yeri olan Abdurrahman Gazi'nin Hazreti Peygamber'in sancaktarı olduğu halk arasında yaygındır. Hazreti Peygamber'in İslam Orduları Erzurum'u fethederken, Sancaktarı Abdurrahman Gazi'nin kellesi bir düşman kılıcı ile koparılır ve yere düşer. Kellesini koltuğuna alan Abdurrahman Gazi elinde bulunan is¬lam'ın Sancağı'nı Palandöken'in en yüce noktasına dik¬mek üzere dağa yokuşa koşmaya başlar. Kellesi koltuğunda, sancağı elinde olan Abdurrah¬man Gazi Palandöken Dağı'ndaki “Şığveler" Mevkii'ne gelince dağda bulunan çobanlar evvela dona kalırlar, sonra biri dayanamayıp; - kafası koltuğunda hala koşuyor! diye bağırır. Kem göz orada onu nazara getirir ve olduğu yerde düşer, kalır gazilik ve şehitlik rütbesiyle ruhunu teslim eder. Erzurumda yaygın bir inanışa görede Erzuruma gelipte Abdurrahman Gazi Türbesini ziyaret etmeden dönülürse,mutlaka tekrar yolunuzun Erzuruma düşeceğidir. AHİ TUMAN BABA TÜRBESİ 1337’de Erzurum’a gelen ünlü seyyah İbni Batuda, misafir kaldığı Ahi Şeyhi Tuman Zaviyesi’nde, Ahi Tuman Baba ile de görüştükten sonra seyahatnamesine şunları yazmıştı; “Bu şahıs pek yaşlı olup 130 yaşını aştığı söylendiği halde hâlâ bir değeneye dayanarak yürümekte, hafızası yerinde durmakta, beş vakit namazını kılmakta idi. Yemekte bize şahsen hizmette bulundu. İkinci gün yola çıkmak istediğimizde ise bize gücenerek buna razı olmadı.” Uzun yıllar Erzurum’da Kültür Müdürlüğü yapan Bilal Ungan, türbenin restorasyonunun yapılarak aynı yerde olmazsa, taşınarak mutlaka korunması gerektiğini söyledi. Erzurum’a 1976’da geldiğinde türbenin ayakta olduğunu anımsatan Ungan, Vali Ahmet Kayhan döneminde Erzurum Valiliği’nin girişimleriyle türbenin taşınması için başlatılan çalışmaların nedense sonuçlandırılamadığını anlatırken, “Bu hatıra korunmalı. Çünkü ahilik teşkilatı etrafında çok muazzam bir kültür oluşmuştur. Bu kültür hor görülmemelidir.” ifadelerini kullandı. ALİ BABA TÜRBESİ "Pir Ali Baba'nın Dutçu Köyünde (Tuzcu Mahallesi) yaşamıştır. (1500-1600) Helveti, Rufai, Kadiri, ve Nakşibendi tarikatlarında şeyhlik makamına yükselmiştir. Dergahında yüzlerce müritler bulunmuş ve bu dergahtan nice alimler yetişmiştir. O tarihlerde Erzurum'da büyük depremler ve afetler yaşanmaktaymış. Şehrin ileri gelenleri dergâha giderek, Pir Ali Baba'dan felaketlerin bitmesi için dua etmesini istemişler. O gece dergâhta sabahlara kadar felaketlerin dinmesi ve daha beterlerinden Erzurum'un korunması için gözyaşlarıyla topluca dualar edilmiş. Sonrası gece, Pir Ali Baba rüyasında Peygamber Efendimiz (S.A.S.) görmüş. Rüyada Efendimiz Binbir Hatimlerin okunmasını tavsiye ediyormuş. Pir Ali Baba rüyasını ve Peygamberimizin tavsiyesini müritlerine anlatmış ve o günden itibaren de Dergâhta hafızlar tarafından hatimler okunmaya başlanmış. O dönemin Padişahları Dutçuyla Yarımca köyleri arasındaki ovayı Pir Ali Baba'nın Dergâhına bağışlamışlar. Pir Ali Baba tarafından başlatılan Binbir Hatim geleneği 1920 yılına kadar kesintisiz devam etmiştir. 1920 - 1950 yıları arası kesintiye uğramış. 1950'den sonra Erzurum Müftülerinden Solakzade Sadık Efendi tarafından tekrar başlatılmıştır. 1957 yılına kadar Binbir Hatimleri okuyan Hafızlara Erzurum Tüccarlarından toplanan bir miktar para hediye olarak verilirmiş. 1957'den sonra, Camilerimizde gönüllü imamlar ve vatandaşlar tarafından okunmaktadır. Binbir Hatim uzun zaman 15 Aralıkla 15 Ocak tarihleri arasında okunmuştur. Bundaki hikmet ise Binbir Hatimin manevi himmetinin iki yılı birden kaplaması. Ancak daha sonraları bu tarihler değiştirilmiştir. Pir Ali Baba'nın kabri, Dutçu ve Tepeköy köylerinin sınırlarının birleştiği bir tepe üzerindedir. Burada oluşu da tesadüfî değildir. Rivayete göre bu iki köy birbirine çok yakın olduklarından ve Pir Ali babayı çok sevdiklerinden kendi köylerinde olmasını istemişler. Oda vefatından önce Kabrinin bu tepe üzerinde olmasını işaret etmiştir. ALVARLI EFE HAZRETLERİ Hacı Muhammed Lütfi Efendi, Kuran ahlakıyla ahlaklanmış ve kendini İslamı tebliğ vazifesine adamış değerli bir İslam büyüğüdür. Alvarlı Efe Hazretleri, 1869 yılında Erzurum'un Hasankale (Pasinler) ilçesinin Kındığı köyünde doğmuştur. Babası Hoca Hüseyin Efendinin eğitimiyle yetişmiş, daha sonra da Erzurum'da tanınmış birçok alimin derslerine katılmıştır. Aldığı bu derslerin neticesinde de 1891 yılında Hasankale'nin Sivaslı Camii'ne imam tayin edilmiştir. Aynı yıl babasıyla birlikte Bitlis'e giderek Muhammed Pir'i Küfrevi'ye bağlılıklarını bildirmişlerdir. Ardından Pir'i Küfrevi'nin onayıyla Hasankale'de insanları Kuran ahlakına çağıran tebliğlerine başlamıştır. Bir süre buradaki görevine devam ettikten sonra Erzurum'un Dinarkum köyüne giderek imamlık vazifesine orada devam etmiştir. 12 Şubat 1916'da Rusların Erzurum çevresini işgale başlaması üzerine babasıyla birlikte Erzurum'a gelmiş, Erzurum'un kurtuluş hareketine katılmış, daha sonra tekrar Hasankale'ye oradan da kendisini çok seven Alvar köyü halkının isteği üzerine Alvar'a yerleşmiştir. Halk arasında "Alvar imamı" ünvanıyla tanınırken, sonraları kendisine "Efe Hazretleri" ünvanıyla da hitap edilmiştir. Tebliğlerine 1939'a kadar bu köyde, bu tarihten sonra da Erzurum'da devam etmiştir. Aynı zamanda Arapça, Farsça ve Türkçe şiirler yazan Alvarlı Muhammed Lütfi Efendi'nin şiirleri, ölümünden sonra oğlu Seyfeddin Mazlumoğlu tarafından derlenerek Hulâsatü'l-Hakâyık (Hakikatlerin Özü) adıyla 1974 yılında İstanbulda yayımlanmıştır. Alvarlı Efe Hazretlerinin yaşadığı yıllar; uzun süren savaşların getirdiği yıkımların ve zor şartların hüküm sürdüğü yıllardı. Alvarlı Efe Hazretleri böylesine zor şartlardan hiçbir zaman yılmamıştır. İslâm âleminin ve Müslümanların zor dönemlerindeki sorunları ile her zaman bizzat ilgilenmiştir. Alvarlı Efe Hazretlerinin bütün davranış ve düşüncelerinin kaynağı yalnızca Kuran olmuştur. Allah sevgisinin ve coşkusunun getirdiği güzel ahlak ile çevresine daima örnek olan Alvarlı Efe Hazretleri, ardında değerli bir mümin topluluğu bırakan büyük bir İslam alimidir. ANE HATUN Ane Hatun; Abaza Mehmet Paşa hadisesinde Osmanlı devletine yardımcı olan Mağrav Hanın kızıdır. Babası Gürcü beyidir. Müslüman olduktan sonra Mehmet adını almıştır. Gürcü Mehmet Paşa bir müddet Erzurum’da ikamet etmiştir. Dördüncü Murat kendisine Karaman eyaleti beylerbeyliğini vermiştir. Ane Hatun bu aileden olup 1649 yılında Erzurum’da ölmüştür. Murat Paşa camiinin batı tarafında 4 sütün üzerine inşa edilmiş açık bir türbede medfun, diğer iki küçük mezar aynı aileden oldukları söylenmektedir. Türbe kitabesinde: Ah kim bu kızı Morav Hanın Gitti bir nadide i hüsn idi şeha cennete arz ı Cemal ettikte Reşkedüp hıdmetin itti hüra zumi der tarihi tiz öldü Nazenim Ane Hanım sene H. 1059 – M. 1649 EBU İSHAK-I KAZERUNİ TÜRBESİ Ebû İshâk Kâzerûnî'nin tâlim ve terbiyesinde yetişip cihâd için her tarafa dağılan mücâhidler, gittikleri yerlerde, limanlarda, dergâhlar ve ilim yuvaları inşâ ettiler. Bu faâliyet ve gayret, "Kâzerûniyye yolu" adı ile anılıp meşhûr oldu. Ebû İshâk Kâzerûnî ve talebeleri bilhassa vakfiyelerin inşâ ve inkişâfında (yapılıp yayılmasında) rehber oldular. Kâzerûnî hazretlerinin birçok olgun talebeleri ve halifeleri vardı. Bunlar; Ebü'l-Hasan Ali bin Fadl, Ebü'l-Abbâs bin Fadl, Muhammed bin İbrâhim, Ebû Abdullah Muhammed bin Dehzûr Mayinî, Ebû Abdullah Muhammed bin Cüzeyn, Hüseyin Sagîr, Ebû Ali Hüseyin Kebir, Hasan bin Ali, Hasan bin Ferhan Kâzerûnî, Ebü'l-Kâsım Kefşen Kâzerûnî, Hasan bin Merdsad, Ahmet bin Firûz gibi âlim, faziletli, ârif ve velî-yi kâmil zatlardı. Bu talebeleri Hindistan, İran ve Anadolu'nun doğu bölgelerinin îmân ve hidâyet nûrlarıyla aydınlanmasına sebeb oldular. Ebû İshâk Kâzerûnî, zengin müslümanları hayra teşvik edip, vakıfların yapılmasını sağladı. Çeşitli beldelerde yüzlerce dergâh, ribât, hânekâh yaptırdı. Buralarda muhtaçlara yemekler dağıtıldı. Bu ribât ve vakfiyelerde ilim ve edeb öğretildi, cihad rûhu aşılandı. Gerek sağlığında gerekse vefâtından sonra Müslüman hükümdârlar, Kâzerûniyye yolunu teşvik edip, çeşitli vakıflar yaptılar. Bilhassa; Bursa, Konya,Erzurum ve Şam gibi beldelerde zâviyeler çoğaldı. Sultan Yıldırım Bâyezîd Han da, Bursa'da Kalealtı (yâhut Tahtakale) denilen yer arkasında Ebû İshâk alemdârlarına mahsûs bir Zâviye-i âlî tahsîs etti. Vakfiyesinde; "Bunu Şeyh Ebû İshâk Kâzerûnî eshâbına âdet olduğu vechile, gelen misâfirlerin, mukîmlerin mümkün olduğu derecede îzâz ve ikrâmları hizmetlerinin îfâsı için vakfetti." denilmektedir. EMİR-SEYH TÜRBESİ EMİR ŞEYH TÜRBESİ Türbe Tebriz kapıda Emir Şeyh camiinin bitişiğindedir. Bu türbeye Abbas şeyh türbesi diyenlerde vardır. Buradaki zaviyeden dolayı, genç ahi adaylarına, ahilere, mesleki eğitim ve formasyon kazandırma yanında kendilerine muallim ahi veya Emir denilen yetişkin ahiler tarafından fütüvvet name, tercüme-i ahval, tarih, sofi kıssaları gibi ilimler okutulduğu nakil edilmektedir. Zaviyenin Emir şeyhi olduğu ihtimali dahilindedir. Ketenci zade Rüştü Efendi, içerisinde üç mezar bulunan bu türbenin yapılış tarihini, Ulu camiin yapılış tarihi olan 575 ( M . 1179 ) yılına tesadüf ettiğini bir beyti ile ifade etmiştir. A. Şerif Beygu tapu dairesinin eski kayıtlarında Abbas Şeyh yazılı olduğunu gösterir vesikayı kaydederek derki: Bu unvan bize bu zatın bir din adamı olduğunu göstermektedir. Bir başka rivayette burada medfun olanların Erzurum ve civarında şehit edilen Osmanlı büyüklerinden oldukları tahmin edilmektedir. ETHEM BABA TÜRBESİ Narman ilçe merkezinde bulunan Ulu Cami’nin yanında bulunan Ethem Baba Türbesi 1995 yılında restore edilerek bugünkü durumuna gelmiştir. Bu türbe birkaç kez yol açma çalışmaları sırasında yıkılmak istenmişse de ilçe halkının itirazı sonucu yol, türbenin iki yanında açılmıştır. Mimari yönden bir özelliği bulunmayan bu türbenin halk arasında Ethem Baba’nın kişiliği ile önemlidir Ethem Baba’nın asıl ismi İbrahim olup, 1836 yılında Erzurum’da dünyaya gelmiş, Şeyh Muhammed Nesibi’nin oğludur. İbrahim Ethem medrese eğitimi görmüş, söylentiye göre rüyalarında sürekli olarak Hz.Muhammed ve Hz. Ali’yi görmüş, icazet alması için Sivas’a gidip, Şemsi Ruzî’den ders alması istenmiştir. Bunun üzerine Sivas’a giderek Şemsi Suzî’den ders görmüş ve icazet almıştır. İbrahim Ethem’in çok sayıda kitap ve beyitleri olmasına rağmen Birinci Dünya Savaşı sırasında yakılarak imha edilmiştir 1916 yılında Narman’da ölmüş ve orada gömülmüştür. üzerine de sonradan bugünkü türbesi yapılmıştır. Yuvarlak kemerli, kesme taş duvarlı türbe, kare planlı, kırma çatılıdır. HABİBBABA TÜRBESİ Habib Baba 19. yüzyıl mutasavvıflarındandır. C. Server Revakoğlu; Buhara müftüsünün oğlu olan Habib Baba’nın, Sultan Abdülmecit’in tahta çıkması üzerine Erzurum’a geldiğini kaydetmektedir. Prof.Dr. İbrahim Hakkı Konyalı ise, Habib Baba’nın pederi ile birlikte Hindistan’dan Bitlis’e geldiğini ve burada kalarak Uşşaki Ali Baba’ya intisab ettiğini ve mürşidinin işaretiyle bir ara Şam’a gittiğini bildirmekte ve Nusret Efendi’nin Tarihçe-i Erzurum’undan telif ettiği şu bilgileri vermektedir. “Bir gün murakabe şeyhi Erzurum’a gitmesini emretmiş ve derhal bu emre uyarak Erzurum’a gelmiştir. Burada irşad ile meşgul olmuştur. Tekkesi Yegenağa mahallesinde idi. Rüsum ulemasının hücumlarına uğrardı. (Resmi din görevlilerince tenkit edilirdi.) Eli açıktı. Her sene muharrem ayının birinci günü Hazret-i Selman’ın sünnetini yapardı. Kendisine mühim miktarda para verilirdi. Fakat Habib Baba akşama kadar bu paraları rast geldiği fakirlere dağıtır, cebinde bir akçe bile kalmazdı. Ney’i çok severdi. Cezbe halinde iken kendisine Abdi isimli müridi ney üfleyerek ayıltırdı.” Türbenin asıl ismini taşıdığı Timurtaş Baba ile ilgili olarak; M.Sadi çöğenli ve Ali Bayram’ın hazırladıkları “Erzurum’da Bulunan Meşhur Ziyaretgâhlar ve Kabir Ziyaretinin Adabı” isimli eser dışında bilgi alınabilecek bir kaynak yok. KIRKLAR TÜRBESİ KIRKLAR TÜRBESİ İç Kale’nin içerisinde ve Saat Kulesi’nin doğusunda bulunan Kırklar Türbesi’nin, Erzurum’da çok az kişi tarafından bilindiğini anlatan Taşyürek, bu türbeyle ilgili olarak çeşitli rivayetler ve efsanelerin bulunduğunu söyledi. Kırklar Türbesi’nin, hakkındaki efsaneyi ve rivayetleri bilenlerce her gün ziyaret edildiğini anlatan Taşyürek, “Erzurum, taşıyla, toprağıyla, türbesiyle, mezarıyla, tarihiyle ve kültürüyle eşsiz güzelliklere sahip bir şehir. Şair’in de ifade ettiği, toprağı sıksan şüheda fışkıracakmış gibi.” İfadelerini kullandı. ŞEHİTLERİN MEKANI Kırklar Türbesi’nin, Saat Kulesi eteğinde kare şeklinde duvarlarla çevrilerek muhafaza altına alındığını dile getiren Muzaffer Taşyürek, “Türbenin üstü açıktır, İçerisinde üç mezar vardır. Kitabeleri bulunmadığından burada yatanların kimler olduğu belli değildir. Eskiden üzeri örtülü, iç içe iki gözlü bir yapıdan ibaretmiş, yıkılarak kaldırılmış bu hale getirilmiş.” dedi. Halk arasında, Erzurum’un müdafaasında düşmanla çarpışarak şehit düşen yiğitlerin, Kırklar Türbesi’nde yattıklarına inanıldığını kaydeden Taşyürek, ilgili efsaneyi şöyle aktardı: “Erzurum’un fethi için yapılan muharebede, Kale’nin fethi zorlaşır. İstişare sonucu kırk eren görev alır. Bunlar esir süsü verilerek, esir alınmışlar gibi Kale’ye yaklaşıp, kale kapılarını açtırmak ve bunların öncülüğünde kuvvetlerin kaleye girişini sağlamaktır. Kırklar, kale kapısına yaklaşınca, durum düşmanca sezilir. İşte çarpışmalarda Kırklardan şehit düşen yiğitlerimiz, burada yatmaktadırlar.” SEYİDOĞLU’NUN “ERZURUM EFSANELERİ”NDE KIRKLAR TÜRBESİ Bilge Seyidoğlu’nun kaleme aldığı ‘Erzurum Efsaneleri’ isimli eserinde ise, Kırklar Türbesi ile ilgili olarak şu bilgiler aktarılıyor: “Erzurum’da Kırklar Türbesi veya Kale Mescidi olarak bilinen tarihi yapı halk arasında Kırkbirler olarak efsaneleştirilmiştir. Türbenin mimarisi ve yapıldığı tarih hakkında kesin bir bilgimiz yoktur. Erzuzrum İç Kalesi’nin içinde ve Saat Kulesi’nin doğusunda yer alır. Buradaki efsanede, Hz. Peygamber ve Abiza Hazretleri ile birlikte gelen Kırk erenden bahsolunmakta ve türbenin kutsiyetine işaret edilmektedir. Kaleden içeri giren Kırk eren, Erzurum’u fethe geldiklerini söylediler. Erzurum’un, olağanüstü bir şekilde fethedildiğine de, böylece işaret edilmiş olunur. Tasavvufta dünyayı idare eden ve başlarında Kutbul Aktab bulunan erenlerin sayısı Kırktır. Buradaki efsanede Kırkbirinci olarak bir Ermeni’nin de onlara katıldığını görüyoruz. Çünkü dinini değiştirmiş, o da fetih grubunun içerisine girmiştir. Böylece toplumun azınlıktan olupta sonradan Müslüman olanlara verdiği değeri de görüyoruz.” MAHMUT PAŞA TÜRBESİ erzurum’un doğusunda Tepe Mezarlığının doğusunda bulunan Mahmut Paşa Türbesini Mahmut Paşa’nın oğlu l794 yılında yaptırmıştır.Türbenin güney yüzünde l794 tarihli kitabesi bulunmaktadır. Mimari yönden Ane Hatun Türbesine benzeyen bu türbe kırmızı taştan yapılmış, üzerini de kesme taştan bir kubbe örtmüştür. Türbe içerisinde Doğu Bayezıd Emini Abdülfettah ile oğlu Bayezıd Mutasarrıfı Mahmut Paşa’nın mezarları bulunmaktadır. MAKSUT EFENDİ TÜRBESİ Büyük Maksut Efendi 17. yüzyılda Süleymaniye’den gelerek Erzurum’a yerleşmiş, İbrahim Paşa medreselerinde müderrislik yapmıştır. Mehmed Sakıp Efendinin hocasıdır. Mehmed Sakıp Efendi Erzurum’da yetişen âlimlerin en zekisi ve en teknik bilgi sahibi, Matematik ve fıkıhta çözülemeyen konuların çözümü için başvurulan danışılan bir kişiyi yetiştirmiştir. Maksut Efendi İlimde herkesin hocası olarak kabul görmüş büyük âlimmiş. Mehmed Nusret Efendi Tarihçe-i Erzurum adlı eserinde, Maksut Efendiden bahis ederken “Kürt asıllı olup memleketinde tahsilden sonra Erzurum’a gelerek burada ihtiyar-ı ikamet etmiştir. Hayatının tamamını İbrahim Paşa medresesinde ders verme ve öğretimle geçirerek birçok faziletli insanlar yetiştirmiştir. Beyzavi üzerine yazdığı açıklama Osman Faik Efendi kütüphanesinde bir vakitler gözde idi beğenilendi. H.1174 ( M.1670 ) Tarihinde vefat ile Erzincan kapı kabristanına defin olunmuştur.”(1) 1760 Tarihinde vefat ettiğin de, bu günkü Cumhuriyet caddesindeki Kuşkay binasının bulunduğu yer ve çevresi eski Erzincankapı mezarlığı imiş. Oraya defin edilmiş. Bu günkü Asri mezarlıkta bulunan “Meşhurlar Suffesi” gibi Erzurum’un büyük âlimleri burada medfunmuş. Her birini bir kenara terk ettik sahipsiz kaldılar, çoğu kayıp olup gitti.1930 lu yıllarda şehir düzenlemesi adı altında devrin akıllıları burada bulunan kabirleri kaldırılarak birçoğu Tuzcu köyüne nakil edilmiş. Müderris Maksut Efendide bunlar arasında, Haşiizade Ali Efendinin kabri yanında Kadı zade Müftü Mehmed Efendinin ayakucundaki baş ve ayak taşları kırılmış olan mezarın olduğu işaret edilmektedir. Müderris-Müftü Seyit Hazık Mehmed Efendi, Müderris Gürcü Mehmed Efendi, Müderris Ahmed Tevfik Efendi, Kürdiyyun Müderris Maksut Efendi gibiler bu günkü yaşayanlardan daha çok Erzurumlu olmuş Şehrin var olmasına Erzurum’un şehri mübarek olmasına sebep olmuş manevi mimarlardır. Bunlarda var olan nefsanî mücadeleler, sen ben değil, birlik olmak, bir olmak Allah rızasından ayrılmamaktır.”İnananlar (müminler) bir birinin kardeşidir.” Şiarından kopmamaktır RABİA HATUN TÜRBESİ Hasan Basri Mahallesindedir. Türbenin hiçbir yerinde yapanı, yaptıranı, yapıldığı tarihi, içinde yatanların hüviyetlerini bildiren kitabe mevcut değildir. Karanlık kümbet gibi buda İlhanlı eseri olduğu kabul edilmektedir. Burada yatanın ismi halk arasında Rebiye Hatun olarak anılmaktadır. Konyalı, Arapların Rabia adlı iki şairleri vardır. Birisi Rabiat-üş-şamiye’dir. Şamlı olan bu kadın orada ölmüştür. Diğeri Rabiat-ül-Adeviyye’dir. Bu Basralı kadın şairin kabri Kudüs’tedir. Hasan Basri Hazretlerinin kendisiyle evlenmek istediği, şair enin kendisine nazm ile cevap verdiği rivayet edilir. Burada yatanın şair, bilgin, dini emirlere aşırı bağlı bütün düşüncesi bu emirlerin yerine getirilmesi olan bir hatun. Bacı yanı Rumdan olduğu tahmin edilmektedir. Öksüz ve kimsesiz genç kızları himayesine alıp, onların eğitimlerini, evlenmelerini, yaşlı kadınların bakımları gibi her türlü sosyal problemlerine de yardımcı olmayı kendilerine ilke edinmişlerdir. Ana ilkesi “İşine, aşına, eşine sahip ol” KADI FAHREDDİN DAVUD VE ZAHİDE HANIM KABRİSTANI Kars kapısı çifte kardeşler camiinin ön tarafındadır. Burasını Erzurum’lular çifte kardeşler mezarlığı olarak bilirler. Bu iki mezarda yatanlar kardeş değildirler. Bu kardeşlik bir birine benzeyen mezar taşlarıdır. Bunlar karı-kocadırlar. M. 1332 senesinde ölen Melek zade Kadı Fahreddin Davud. Erzurum’da imametlik ve kadılık yapmış alim, dini emirlere sımsıkı bağlı bütün düşüncesi bu emirlerin yerine getirilmesi olan mübarek bir zat. Zahide hanım kocasından 22 yıl önce M. 1311 yılında ölmüş, Kadı İbrahim’in kızı. Bu da devrinin bilginlerinden. En eski ziyaretgahlarımızdandır. Halk akıl hastalarını, sinir burhanı geçirenleri, çeşitli hastalıkları olanları buraya getirerek, kurbanlar keser, sadakalar dağıtır, kendilerinden şefaat yoluyla Allah’tan şifa niyaz ederlerdi.

17 Aralık 2012 Pazartesi

ERZURURUM TURİZM VE ŞEHİR REHBERİ HARİTASI


Şunu daha büyük bir haritada görüntüle: ERZURUM

ERZURUM'da hangi turizm faliyetlerinde bulunabilirim?


ERZURUM
Doğu Anadolu Bölgesinin Kuzeydoğu kesiminde yer alan ilimiz 25066 Km2lik alanıyla Bölgenin en büyük İlidir (Kapladığı alan itibariyle). Çoruh Fırat ve Aras havzalarının başlangıç noktasında yer alan il,Kuzeyde Rize,Artvin batıda Bayburt ve Erzincan,güneyde Bingöl ve Muş doğuda Kars ve Ağrı kuzeydoğuda Ardahan ve Kuzeybatıda Trabzon ile komşudur.

Erzurumda Turizmin Çeşitlendirilmiş potansiyelim aşağıdaki başlıklar altında sıralayabiliriz.

-Kültür Turizmi
-İnanç Turizmi
-Termal Turizmi
-Akarsu Sporları (Rafting) ve Doğa Yürüyüşleri
-Kış Turizmi
Kültür Turizmi 
Turizm olayım meydana getiren önemli sebeplerden biriside farklı kültürlerin ve uygarlıkların kalıntılarının,izlerini görme isteğidir. Çeşitleri kavimlere ait Milletlerin bir çok Devlet kurduğu Anadoluda muhtelief uygarlıklara ait tarihi ve kültürel kalıntıların önemli bir bölümüde Erzurumda bulunmaktadır.
Erzuruma turist çeken eserlerin en önemlileri merkez ilçede bulunmaktadır.Bu eserleri şöyle sıralayabiliriz:
Erzurum Arkeoloji Müzesi, Erzurum Kalesi, Saat Kulesi(Tepsi Minare), Kale Mescidi, Çifte Minareli Medrese, Ulu Camii, Üç Kümbetler, Yakutiye Medresesi, Rüstem Paşa Bedesteni
(Taş Han), Lala Paşa Camii, Gümüşlü Kümbet(Kentin doğusunda Kars Kapı civarında bulunan Kümbet.), Karanlık Kümbet(Devrişağa Mahallesindeki kümbet),Cimcime Sultan Kümbeti(Cumhuriyet caddesinde Ulu Caminin kuzeyindeki kümbet)Rabiahatun Kümbeti(Hasan Basri Mahallesindedir)
Kış Turizmi 
Palandöken’e tırmanış
Palandöken Dağları Erzurumun güneyinde yer alır ve doğu-batı yönünde uzanır.Dağların yükseltileri tabanda 2000 m den başlayarak 3176 m ye kadar çıkar Erzurum/ Palandöken dağlarında üç bölgede kaya sporuna en uygun alanlar olarak tespit edilmiştir.
Bu bölgede tespit edilen üç alan uluslararası kayak merkezi geliştirmek üzere potansiyeli belirlenecek alanlar olarak tanımlanmıştır. Üç alan üzerinde günde toplam 32.000 kişinin kayak yapabileceği,uluslararası yarışmalar hatta kış olimpiyatlarının düzenlenebileceği, 6000 kişinin doğrudan istihdam edilebileceği öngörülmektedir.Bunlar Erzurum Boğazı,Gez Yaylası,Konaklı alt bölgeleridir.

Cirit

Türkler tarih sahnesine çıktıkları günden beri atlı sporlara çok önem vermişlerdir. Bu gelenek Alparslan’ ın 1071 de Orta Asya Türklerine Anadolu’ nun kapılarım açtığı günden bu yana Erzurumda da devam etmiştir.
Ciritte asıl unsur cirit atları üç yaşından itibaren eğitilmeye başlanılır, önce ağzı kantarlaya, dizgine daha sonra sırtı eyere alıştırılır, üstüne binilecek duruma gelen taylara cirit oyunu sırasında ne zaman koşacağı, nerede duracağı, ne zaman hangi tarafa döneceği eğitimle öğretilir ki binicinin her hareketi yetişmiş bir at için bir işarettir.
Ciritte Erlik yaşar, Mertlik yaşar, Sportmenlik yaşar, ama her şeyden önce bir tarih yaşar.
Oda; Bir tarih olan Erzurumda yaşar.
Orta Asyadan Anadoluya At sırtında gelir Erzurum kapısından geçerek yerleşen ve zaman zaman tuna kıyılarına dayanan Ata sporu cirit, ilk defa Erzurumda yerleşmiş , Mayası Erzurumda tutmuş, Erzurumda sevilmiş, burada unutulmaktan kurtulmuş bir Milli Sporumuzdur.
Cirit Sporunun oynandığı nizami cirit oyun alanı Dünyada ve Türkiye’mizde tek Erzurum dadır.

ERZURUM AVM


Eruzurum Alışveriş Merkezi Hakkında

Erzurum Alışveriş Merkezi, 21 Ekim 2009`da Erzurum’da açıldı. 32 bin metrekare kiralanabilir alana sahip olan Erzurum AVM çağdaş mimari ile yöresel ve tarihsel elementleri bir araya getirerek,  Erzurum şehrine yeni ve farklı bir atmosfer katmaktadır.
Bölge’nin ilk ve en büyük hipermarketi olarak hizmet veren Carrefour, bölgenin ilk ve tek 3 boyutlu teknolojisine sahip en büyük sinema kompleksi Cinebonus ve bölgenin en büyük elektronik zinciri Teknosa, Erzurum Alışveriş Merkezinin ana kiracıları arasında yer almaktadır. Ayrıca, Boyner ve LcWaikiki, Nike, Intersport, Koton, Benetton, Playhouse ve Burger King de Erzurum Alışveriş Merkezi içerisinde bulunan mağazalar arasında yer almaktadır. Erzurum AVM, “çok iyi” dereceyle Türkiye’nin Breeam Sertifikası’na sahip ilk binası ve ilk yeşil alışveriş merkezidir.

Erzurum Alışveriş Merkezi:
  • 32,051 m² kiralanabilir brüt alana
  • 18,342 m² Perakende
  • 1,346 m² Food Court
  • 7,924 m² Süpermarket
  • 2,369 m² Sinema
  • 1,028 m²  Elektronik mağazaları
  • Toplam  1,097 araç kapasiteli otopark alanına sahiptir. 


Atatürk Üniversitesi başta olmak üzere çeşitli devlet kurumlarına ev sahipliği yapan ve bölgesel bir idari merkez olma niteliği taşıyan Erzurum, bu özelliği ile gün içinde çevre illerden önemli bir ziyaret trafiği oluşmasını sağlamaktadır. Erzurum Alışveriş Merkezi, gerek Atatürk Üniversitesi’ ne ve şehrin konut yapılaşmasının yoğun olduğu bölgelerine, gerekse de kış turizmi için yeni bir merkez olan Palandöken’e çok yakın mesafede konumlanmaktadır. Havaalanının sağladığı ulaşım kolaylığı ile Erzurum, yerli ve yabancı turistlerin gözdesi olmaya aday bir şehirdir. Sunacağı farklı eğlence ve dinlenme olanakları ile Erzurum Alışveriş Merkezi bölge halkı için bir uğrak noktası olmuştur.

Erzurum Alışveriş Merkezi, Erzurum’da Palandöken Yolu üzerinde konumlanmaktadır. Yakın yerleşim alanlarına yürüyüş mesafesinde bulunan Erzurum Alışveriş Merkezi’ne uzakta veya çevre illerde yaşayanlar da otomobil veya toplu taşıma araçlarıyla rahatça ulaşabilirler.
Erzurum’un yöresel mimarisinin modern bir yorumu olan projenin cephelerinde doğal taş, metal ve cam kullanılmıştır. Sürdürülebilir mimari örneklerinden biri olarak tasarlanan binada estetik ve etik öğeler birlikte geliştirilmiş, fonksiyondan ödün vermeden bir sentez oluşturulmaya çalışılmıştır.

Erzurum AVM’de ziyaretçilerine sunduğu hizmetler:
Danışma
ATM
Tekerlekli Sandalye
Mescit
Bebek Bakım Odası
Bebek Arabası
İlk yardım
Engelli Tuvaleti
Ankesörlü Telefon
Ücretsiz Kapalı Otopark

Erzurum AVM Açılış Saatleri
10:00 – 22:00

Erzurum AVM İletişim Bilgileri:
Adres: Solakzade Mahallesi Yavuz Sultan Selim Bulvarı
No: 43 Yenişehir/Erzurum
E-mail: info@erzurumavm.com
Tel: 0442 232 70 00


Erzurum Alışveriş Merkezine taksi, araba ve otobüsle ulaşım mümkündür.

Otobüsle Ulaşım
Erzurum AVM’ye Belediye Otobüsleri ve taksi ile ulaşım mümkündür.
B6: Yıldızkent- Dadaşkent / 07:00 ile 21:20 arasında her 20 dakikada bir
B7: Yıldızkent- Ilıca / 07:00 ile 17:00 saatleri arasında saat başı
G6: Yıldızkent-Yıldızkent / 07:00 ile 22:00 saatleri arasında 8 dakikada bir
G7:Yoncalık – Yıldızkent / 07:00 ile 23:00 saatleri arasında her 4 dakikada bir
G9: Yıldızkent-Yıldızkent / 07:00 ile 22:00 saatleri arasında her 11 dakikada bir
G11: Yıldızkent-Yenişehir / 07:00 ile 22:00 saatleri arasında her 25 dakikada bir

Kiralık araç nerden temin edilebilir?


Palandöken Rent a car 
Tel : (0442) 235 45 24 Faks(0442) 235 45 24 Web: www.palandokenrentacar.com 
Adres :  Çaykara Cad. BP Petrol Yanı No : 67 ERZURUM


AVIS RENT A CAR (ERZURUM  BRANCH OFFICE)
Tel : (0442) 233 80 88 Faks Web: www.avis.com.tr
Adres :   Yeni Terminal Cad. Mavi Site 1.Blok No:5 25100 ERZURUM


AVIS RENT A CAR (ERZURUM AIRPORT BRANCH OFFICE)
Tel : (0442) 233 80 88 Faks Web: www.avis.com.tr
Adres :  Erzurum Havalimanı İç Hatlar Geliş Terminali 
ERZURUM

Yıldırım Turizm Oto Kiralama
Tel : (0442) 234 61 60 Faks (0442) 234 80 32  Web: www.yildirimotokiralama.com
Adres :  Gez Mahallesi Millet Bahçe Caddesi. No:2 ERZURUM

Rüyam Rent a Car
Tel : (0442) 235 01 25 Cep (0535) 936 15 72 Web: www.ruyamrentacar.com
Adres : 
 Çaykara Caddesi. Millet Bahçe Yapı Kopp No:6 ERZURUM

Ulaş Rent a Car
Tel : (0442) 235 89 65 Faks (0442) 234 34 99 Web: www.erzurumotokiralama.net
Adres : 
 Çaykara Caddesi. Aşağı Mumcu Mahallesi. İbrahim Etem Seven Sokak C Blok Duygu Sitesi Altı ERZURUM

Pasin Rent a Car
Tel : (0442) 235 55 65 Faks (0442) 235 55 65 Web: http://www.pasinrentacar.com
Adres : 
 Çaykara Caddesi. Çakmaklar2 Sitesi Altı No:13 ERZURUM

Hastaneler


Atatürk Üniversitesi Süleyman Demirel Tıp Merkezi Yakutiye Araştırma Hastanesi
Tel : (0442) 236 12 12 Faks(0442) 236 13 01 Web: www.atauni.edu.tr
Adres :  ERZURUM


Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Aziziye Hastanesi
Tel : (0442) 316 63 33 Faks: (0442) 316 63 40 Web: www.atauni.edu.tr
Adres :  ERZURUM


Aziziye Kadın Doğum Ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi
Tel : (0442) 316 39 51 Faks: (0442) 316 39 57 Web:
Adres :  ERZURUM

Erzurum Palandöken Devlet Hastanesi
Tel : (0442) 235 50 80 Faks(0442) 235 41 00 Web: www.palandokendh.gov.tr
Adres : A. Köşk Mah. Paşalar Cd. ERZURUM

Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Tel : 0(422) 232 55 55 Faks0(442) 232 50 25/90 Web: www.erzurumbeah.saglik.gov.tr
Adres : A. Köşk Mah. Paşalar Cd. ERZURUM